Velhasıl Fâtih Sultan Mehmed Han İstanbul'u elli dört gün muhasara edip nihayet 20 Cemâziyelevvel 857 (29 Mayıs 1453) tarihinde fethetmiş, bununla Ortaçağ son bulmuş ve Yeniçağ başlamıştır.
Kur'an'daki "beldetün tayyibetün" ifadesi, İstanbul'un fethine tarih düşüp ebced hesabıyla hicrî 857 yılını göstermektedir.
Evet... İstanbul, pek hoş ve latif bir beldedir.
Yeryüzünde mislini görmüş değildir rüzgar
Bir bedî'azârdır. İstanbul'un her bir yeri Her taraf parlak, deniz sakin, sevabil pek latif
Gaşyolur bu levhayı görse cihan şairleri.
Ömer Nasuhi Bilmen, dinî meselelerde asla taviz vermeyen, ilkeli bir âlimdi. Nitekim 1960'lı yıllarda dinde reformun gerekliliğini savunan ve bunun için çalışanlara "bozulmayan bir dinde reform olamaz” diyerek karşı çıkmıştır.
İSTANBUL UN MÜSLÜMAN TÜRKLER TARAFINDAN MUHASARALARI
1. Sultan Yıldırım Bayezid İstanbul'u iki defa kuşatmıştır.
2. Yıldırım Bayezid zamanında (1389-1403) Bizans Hükümdarı loannes Palaiologos (1379-1391) ile oğlu Andronikos Palaiologos ve torunu arasında anlaşmazlık çıkmıştı. Hükümdarın bu oğlu ile torununun müracaatı üzerine Yıldırım Bayezid bir eyaletten ibaret kalmış olan Bizans ülkesine 6000 süvari ve 4000 piyade ile varmış, loannes ile diğer oğlu Manuel Palaiologos'u saraylarından çıkarıp zindanına atmış, An dronikos'u Kostantiniye tahtına oturtmuştur.
Ortodokslar, Roma'ya Katolik mezhebine tâbi olmayı bir türlü uygun görmüyor,
"İstanbul'da Türk sarığını gömek kardinal şapkası görmekten evladır" diyorlardı.