Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstanbul ve Osmanlı İmparatorluğu Medeniyeti

Bernard Lewis

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Adalet
Hükümdarların en önemli fazileti adalettir. Bütün insanlık adalete ihtiyaç duyar. Hırsızlar ve eşkıyaların bile ganimeti adil bir şekilde paylaştıran ve herkese payını veren liderleri vardır ve bunu yapmadıkları takdirde çeteleri bir gün bile yaşayamaz.
Avrupalılar buraya "öte tarafta, karşıda" yani eski İstanbul'a göre Altın Boynuz'un karşı kıyısında bulunmasından dolayı Rumca bir kelimeden gelen Pera adını vermişlerdi.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Fatih
Padişah, Avrupa’da Mora’daki son Rum despotluklarına boyun eğdirdi, Sırbistan ve Bosna’yı Osmanlı eyaletine dönüştürdü ve çok sayıda Yunan adasını fethetti; Asya’da ise Amasra’yı Cenevizlilerden, Sinop’u Müslüman bir beylikten, Trabzon’u Rum imparatorundan aldı ve son olarak Anadolu’daki Karaman beyliğini kendisine bağladı. Bununla birlikte Mehmed, daha doguya uzanmayı reddetti; kendisine meydan okuyan Akkoyunlu Türkmenler'in hükümdarı Uzun Hasan'ı da 1473'te Erzincan yakınlarında yenilgiye uğrattı ancak zaferini sürdürmeye kalkışmadı. Bunun yerine gerçek menfaatlerinin peşine koşmak üzere batıya yönelmeyi tercih etti. On altıncı yüzyıl tarihçisi Kemalpaşazade'nin iktibas ettiği bir konuşmasında Padişah bu hareketini şöyle açıklıyor: “Devletin menfaati için Uzun Hasan'ı küstahlığından dolayı ateş ve kılıçla cezalandırmak doğru ve gerekliydi; ama onun soyunu ortadan kaldırmak yanlış ve yiğitliğe yakışmayan bir hareket olurdu. Çünkü "İslam topluluğunun büyük sultanlanın eski hanedanlarını yok etmeye çalışmak, iyi bir davranış olmaz." Üstelik padişahı, Avrupa'da yürüttüğü cihat gibi önemli bir işten alıkoymuş olacaktı.
Muhteşem Süleyman döneminde Sadrazam İbrahim Paşa'nın danışmanı ve sırdaşı olan, Venedik Düka'sının gayrimeşru oğlu meşhur Luigi Gritti de burada otururdu. Türkler ona Beyoğlu derdi. Zamanla Galata ve dolaylarına bu isim verilmiştir.
Sayfa 126Kitabı okudu
Hükümdarların dört temel fazileti: adalet, sabır, itidal ve akıl. Bu dördü içinden en önemlisi adalettir. Bütün insanlık adalete ihtiyaç duyar. Hırsızlar ve eşkıyaların bile ganimeti adil bir şekilde paylaştıran ve herkese payını veren liderleri vardır ve bunu yapmadıkları takdirde çeteleri bir gün bile yaşayamaz.
Hangi sistemde olursa olsun, o sistemin varlığı ve devamlılığı, hükümdarın kişiliğine bağlıdır. Her çağda peygambere ihtiyaç yoktur ancak her zaman hükümdara ihtiyaç olmalıdır. Çünkü hükümdar olmazsa, düzen, yerini anarşiye bırakır.
Reklam
Kasım 1553'te o zaman Suriye'de bulunan İngiliz seyyah Anthony Jenkinson, Muhteşem Süleyman'ı ve ordusunu İran seferi sırasında bütün ihtişamıyla görmüştü. Halep'e girişlerini şöyle anlatıyor: .................. Ordunun geri kalan kısmı Halep’e dört günlük mesafede, şimdi Camarye denilen Ermenistan dağlarını aşıp Büyük Senyör’ün gelişini beklemek için orada konakladılar. Büyük Senyör’ün ordusu, böylece, dağlardan aşanlar, kendisiyle birlikte Halep'e gelen atlı ve yaya askerler, deveciler ve erzakçılarla birlikte 300.000 kişiyi buluyordu. Bu ordunun cephanesini ve erzakım taşıyan develerin sayısı ise 200.000 idi.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.