''Nahid Sırrı'nın İstanbul Yazıları 1933 ile 1957 yılları arasında çoğunluğu Tanin gazetesinde olmak üzere Büyük Doğu, Milliyet, Resimli Hayat, Son Telgraf, Varlık, Yarım Ay gibi gazete ve dergilerde yayınlanmış yazılarıdır. Hatıra, günlük ve gezi yazısı özellikleri içi içedir bu yazılarda. Bu yazıların özelliklerinden biri ayrıntıların, küçük öykülerin ve diğer anekdotların bolluğudur. Yazar bu yazılarında küçük ve ''dikkate değer'' ayrıntılar koleksiyonculuğu yapmıştır adeta.
Bu yazılarda Nahid Sırrı bazen İstanbul'un güzelliklerini okuyucuya anlatır, mimari ve beşeri manzaralar sunar okuyucusuna bazen de İstanbul'un çok değişik konulardaki sorunlarım aktarmaya bunlara çözüm önerileri getirmeye çalışır. İstanbul'un altyapısı ile ilgili olarak ilginç fikirler ortaya atar. Boğaza yapılacak köprü, Haydarpaşa'ya yapılacak liman meseleleri, İstanbul'un otel, ulaşım vb. sorunlan yazarın kaleme aldığı konulardan bazılarıdır. Nahid Sırrı Örik, ''en kıymetli servetimizi teşkil eden İstanbul'un güzelliği üzerine hassas ve kıskanç bir kalpte eğilen her Türk, onun misilsiz hatlarındaki ahenge yapılacak hiçbir tecavüze müsaade etmemelidir.''diyerek İstanbul'un güzelliğini bozacağını düşündüğü işlere karşı çıkar ya da bu güzelliği tamamlayan/artıran tarihi eserlerin yok edilmemesi, korunması için neredeyse çığlık atar. Böylece okur karşısında şehrin imarını, gelişimini dikkatle takip eden bir yazarla karşılaşır bu yazılarda.
Nahid Sırrı'nın fikirleri ve önerileri aradan neredeyse üççeyrek asır geçmesine rağmen son derece günceldirler. Çok dikkatli ve meraklı bir şahsiyet olan Nahid Sırrı'nın bu özellikleri tasvir etme yeteneğiyle birleşince okuyucuya hayli ilginç malzemeler sunulur... Makalelerin kaleme alındığı devir ile şimdiki zaman arasında bulunan kavram ve kavrayış farklarını/benzerliklerini de öğreniriz onun naklettiklerinden.'' - Bahriye Çeri, Önsöz