“Şimdi soralım:İnsanında zarafet yoksa şehir yontulmamış bir kabalıktan öte nedir ki?
Bir soru daha:Şehre ruh sindiren, oraya kimlik veren şey, insanın güzelliği değil midir?
Ve son soru; İstanbul acaba, eski şiirini, eski şiirsel güzelliğini ve eski beyefendi ve hanımefendisini özlüyor mudur dersiniz?!...”