Eğer benim gibi bir İstanbul hayranıysanız İskender Pala'nın o güzel anlatımıyla İstanbul sokaklarında gezerken erguvan kokuları burnunuza gelir, suriçinin manevi havası yüreciğinizi çırpıştırır ve bir şehire aşık olmanın tadını çıkarırsınız.
Güzeldi farklıydı dili ağırdı ama tercümesini vermiş Allahtan ☺☺ iskender palanin çok eski ve agir dili var tabiki güzel yine eserleri basit sıradan değil
Ellerle o zevk etti ben ateşlere yandım
Çektim o kadar cevr ü cefasın ki usandım
Derlerdi kabul etmez idim şimdi inandım:
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
(Osman Nevres)
Hayat mücadelesi için evini barkını, çoluğunu çocuğunu bırakıp Almanyalara giden gurbetçilere Alamancı denir ya... İşte eskiden rızık peşinde İstanbul'a kadar koşan Anadolu'daki gurbetçilere de İstanbulcu denirmiş.
Sandık meselesi de bildiğimiz bavul. Günümüzdeki gibi fermuarlı, dokuz bölmeli, deri kaplı bavulları yokmuş bu İstanbulcu gurbetçilerin. Kendi bavullarını kendileri yaparmış tahtadan ya da geçmiş zamanın gereği tahta bavul kullanılırmış bu topraklarda.
İskender PALA bu kitabında İstanbul'a dair hikayelere, efsanelere, anılara yer vermiş.
Kitap 21 bölümden oluşuyor.
Bu kitabı okuduğumda İstanbul'a daha da âşık olacağımı sanırdım ama İstanbulcunun Sandığı Sunay AKIN'ın kitaplarından sonra çok yavan kaldı. Hatta bazı bölümler Sunay AKIN' ın kitaplarından alıntılanmış gibi benzerlik gösteriyor.
İstanbul'a âşık olmak istiyorsanız Sunay AKIN'ın kitaplarını ( İstanbul'da Bir Zürafa, İstanbul'un Nazım Planı, Geyikli Park vs...) okuyabilirsiniz.
İstanbulcunun Sandığı kitabı da İskender PALA'nın üslubunu sevenler için veya Sunay AKIN kitapları okumayanlar için oldukça eğlenceli.
Hoş vakit geçirmek isteyenlere tavsiye ederim.
Her şehrin hikayeleri vardır. Hele ki bu şehir İstanbul ise, her köşesinde bir hikaye saklı olsa gerek. İskender Pala da İstanbul’un her bir yanından(Rumeli Hisarı, Kağıthane, Kıztaşı,Haliç…) sandığında topladığı hikayeleri akıcı ve zarif anlatımla okurlarıyla paylaşıyor.Okudukça tanıyor, tanıdıkça bağlanıyorsunuz İstanbul’a.