Nesneler ve bunlarla iç içe geçmiş anlatılar…
İstanbul’da bir zürafa değil sadece bizi tarihimizde,zamanda yolculuğa çıkaran,aynı zamanda gergedan,maymun,adını belki ilk defa duyacağınız tapir ve tabi en önemlisi kuşlar gibi daha bir çok hayvan daha bir çok şey,bazen mektup ya da gemi.
Sunay Akın o kadar pür dikkat ve o kadar dikkatli ki hayatı irdelerken,her şey birbiri ile bağlantılı her şey bir kelebek etkisinde adeta ve o da her şeyin kara kutusuymuş gibi.Nazi kampı gibi olur bazen daha kozada iken haşlanarak su yüzüne çıkan,kelebek bile olamayan tırtılların kaynatıldığı kazanlar.Sonra neden V şeklinde uçar yaban kazları diye merak eder ve onun da bi anlamı ve nedeni vardır.İstanbul Zeynep Kamil Hastanesi nasıl sebepsiz almamışsa ismini,Babil Kulesi,Mısır Piramitleri ve Aztek Tapınakları da boşuna inşa edilmemişlerdir,onlar uygarlığın,dağların insan tarafından taklit edilmesiyle başladığını savunan bilim adamlarının haksız olmadığını gösteriyor.Ve şiirler de arka fonda eşlik ediyor bu sarmal hikayelere.