İstanbullu Elefteria

Kemal Yılmaz

undefined İstanbullu Elefteria Sözleri ve Alıntıları

undefined İstanbullu Elefteria sözleri ve alıntılarını, undefined İstanbullu Elefteria kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İstanbul'un utanç günleri 6-7 Eylül 1955
Ölenler olmuştu, , yaralananlar olmuştu, dükkânları, kutsal mekânları yağmalanan, evleri talan edilenler... Hepsinden acısı kendini bilmezlerin sadece Rum ya da gayrimüslim olduğu için tecavüz ettiği Rum kadınları, ve Rum kızları... Hayatlarının sonuna kadar o anı unutmak için her şeyi yaparım diyenler... (
Kemal Yılmaz
Kemal Yılmaz
)
Güzel İstanbul, Beyoğlu ve İstiklal Caddesinin Çiçek Pasajı
Beyoğlu o günlerde bambaşkaydı, güzel bir kokusu vardı, insanları güzeldi, sokakları güzeldi, temizdi, insanları gibi. Esnaf dükkânını kilitlemezdi, kimse kimseye laf atmazdı,kravatsız Beyoğlu'na girilmezdi. Çiçek Pasajı'ndaki biranın tadı daha lezzetliydi. Her şey değişmişti 1955'in 6-7 Eylül'ünden sonra
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Temmuz sıcağında, güneşin yansımasıyla gözleri yoran bembeyaz taşların her birinde ayrı bir hikâye... Kimi tamamlanmamış, yarım kalmış ya da orada yatanda saklı, asla bilinmeyecek öykülerin kütüphanesi... (müthiş bir mezarlık tasviri)
Rumlar, Ermeniler, Museviler, Türkler... Bir arada yaşamanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorduk. Çünkü birlikte aynı mahallede doğup, birlikte büyüyorduk. Sokakta top oynadığımız arkadaşımıza bakmazdık ki Türk mü, Musevi mi, Ermeni mi diye. Adını bilirdik bize yeterdi.
6-7 Eylül 1955 Beyoğlu
Bir kadın merdivenlere çökmüş oturuyordu, hiç sesi çıkmıyordu. başını dizinin üzerine koymuş öylece duruyordu. Biraz daha yaklaştıklarında üzerindeki elbisenin yırtılmış olduğunu gördüler. Hayri yavaşça yaklaştı " Hanımefendi" dedi Kadın yüzlerine bakamadı, korkudan titriyordu, kendini geri çekti. Başını yerden kaldıramıyor, saçları dağılmış aşağı sarkıyordu. "Pardösümü bulur musunuz bana lütfen? diyebildi
Sayfa 161Kitabı okudu
Mutlaka sokağımıza git, evinizi gör, şimdi başkaları oturuyor olabilir ama o ev sizin eviniz, annenin evi, o sokağa gittiğinde bunu hissedeceksin. Çiçek Pasajına git, orada rakı iç. Madam Anahit akerdeonu ile gelir mutlaka, onu dinlemeyen yoktur Çiçek Pasajına gidip de.
Sayfa 86 - Yeniinsan YayıneviKitabı okudu
Reklam
6-7 Eylül 1955 Polise Karakolları terk etmeyin emri verilir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan ve hakları güvence altında olan vatandaşların bazılarının malları, namusları, canları tehlikedeyken onları koruyacak, bunu yapanlara dur diyecek kimse yoktu ortada. Polis sanki yok olmuş, caddeler, sokaklar, evler azgın kalabalığın insafına terk edilmişti.
Sayfa 166Kitabı okudu
İstanbul, 6-7 Eylül 1955 utanç gecesi yaşananlar
"Ne garip, Fatih İstanbul'a girerken kimsenin malına, canına dokunmayın demişti." Grubun önünde yürüyen bir genç bağırdı. "Bayrak asmayanların neyi varsa kırın parçalayın!" Kalabalığın gözü dönmüştü. Herkes bir yerlere vuruyor saldırıyordu. İçlerinden biri "haydi bismillah" diye bağırdı. Hiç tanımadığın birinin dükkânını yağmala ve bunu yaparken besmele çek!
Sayfa 157Kitabı okudu
Azınlık diyorlardı bize ama öyle de olsa mutluyduk. Asırlardır köklerimiz oradaydı, vatan diye bildiğimiz toprağımız vardı
Türk ve Rumların Komşuluğu
O yıllarda komşularımızla birbirimize saygı duyardık, ramazan olduğunda annem elimizde yiyecek bir şey ile bizi dışarı bırakmazdı. Bu korktuğumuzdan değil, sakın yanlış anlama! Komşularımıza olan saygımızdandı. Türk komşularımızda bizim kutsal saydığımız günleri bilir, o günlerde tebrik ederlerdi. Annem Müslümanların bayramlarında bizleri güzel giydirir, bayramlarını kutlardı.
Sayfa 65 - Yeniinsan YayıneviKitabı okudu
Reklam
Özel Zapyon Kız Ortaokulu ve Lisesi (1989 senesi)
Sıranın içinde Celena ve Maria 1964 yazıyordu. Özellikle kimse silmesin diye iç tarafa yazmışlardı. Ama yazarken hiç düşünmemişti yıllar sonra bir yabancı gibi gelip o yazdığı iki ismi okuyacağını. Aklına sıra arkadaşı Maria geldi. Bildiği kadarı ile 1964 yılında yurtdışına gönderilenlerdendi. Acaba o da gelmiş miydi okula? Bu yazıyı görmüş müydü?
Sayfa 96 - Yeniinsan YayıneviKitabı okudu
Komşuluk
Mahallenin Rum sakinleri camlar kırılınca kaçmış. Hocanın evine sığınmışlar, o da almış camiye getirmiş. İçeride insanlar korku içinde, suspus oturuyordu. Dışarıdan geçenler fark etmesin diye ışıklar kapalı tutuluyordu.
Sayfa 167Kitabı okudu
6-7 Eylül 1955' i yaşatanlara ne demeli...
Peki, neydi bu insanların suçları, Rum olmaktan başka? Yasalarda var mıydı Rum olmak suçtur, diye bir şey? Kimlerdi, kalabalıkları kudurtacak kadar kin ve nefrete boğanlar? Aslında herkes biliyordu kim olduklarını ama o günlerde herkes susuyor ve gazetelerde ne deniyorsa ona inanılıyordu. Yıllarca insanların büyük bir kısmı o gazetelerde anlatılan masallara inandı. Hâlâ da inanan yok mu? İşte onlara şaşırıyordu.
Sayfa 177Kitabı okudu
İstanbullu Elefteria
Küçük sıradan insanlar vardır. Kendilerini hiç tanımayan büyük adamların ihtirasları için küçücük dünyalarında yaşamları alt üst olan, büyük zararlar gören, yardan ayrı kalan, vatan hasreti ile yanan... Her birinin ayrı hikâyesi vardır biliriz. Yazık ki tarih yazmaz onları!
Sayfa 9 - Yeniinsan YayıneviKitabı okudu
Baba, sevgili, vatan özlemi...
Çocukluk merakı, özlemi, hep sordururdu, babasını dinlemek isterdi annesinden. Elefteria da Magnolia'ya, babasını anlatırdı, her defasında daha da özleyerek. Bir de hep özlediği vatanını, çocukluğunu, genç kızlığını yaşadığı şehri... İSTANBUL'u. Atina'da yaşayan İstanbullu Eleftera'nın kızı Magnolia...
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.