Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstanbul'um Tadım, Tuzum, Hayatım

Meri Çevik Simyonidis

Sayfa Sayısına Göre İstanbul'um Tadım, Tuzum, Hayatım Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre İstanbul'um Tadım, Tuzum, Hayatım sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre İstanbul'um Tadım, Tuzum, Hayatım kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Galata’
Adı nereden gelirse gelsin Galata, Konstantinopolis’in ilk kuruluş yıllarından beri bu şehrin en önemli dış mahallelerinden birisi olmuştur. Burada Galatların yaşamış oldukları tezini kabul edersek, Galata’nın çok eski yıllarda da Avrupalı tüccarların yerleşim alanı olduğunu anlayabiliriz.
Meyhane sözcüğü Farsça “şarap içilen yer” anlamına gelir. İstanbul meyhanelerinin tarihi Bizans’a dek uzanıyor. Kentin bir çok semtinde bulunan bu şarap evleri Osmanlı döneminde artmış. Bazı dönemlerin içki yasaklarına rağmen artarak devam eden bir İstanbul meyhane geleneğinden söz edilebilir.
Reklam
“Kötü olaylar oldu ama bunlar her yerde oluyor ve bunlara genelde politikacıların kendileri, yani baştakiler sebep oluyor. Yoksa halkın arasında her zaman dostluk hâkimdir. Biz böyle gördük, böyle biliriz.”
İstanbul yüzyıllardır hem coğrafi, hem sosyolojik açıdan önemli bir kavşak. Farklı yerlerden insanlar burada buluşur, kaynaşır. Bizans’tan beri başkentlik yapmış bir kent. Babam hep “Nerede hareket, orada bereket” derdi. Bu tam da İstanbul’u tanımlayan bir ifade…
İstanbul eskiden de bugün olduğu gibi bir çekim merkeziydi. Aileler evlatlarının iyi eğitim alması, iyi yaşaması için buraya gelirdi. Günümüzde de aynı. İstanbul bir nehir yatağı gibi. Bazen cılız bir su akar bu yataktan, bazen de önüne ne gelirse katar… Azgın akıntılarda insanlar kendilerini korumaya çalışırlar.
Askıda-kahve’
Sanırım askıda kahve sunumu onlara cazip geliyordu. Bu İtalya’da kafe-barlarda uygulanan, yoksullara yönelik bir sistem… Mesela iki arkadaş kafeye gidersiniz, iki yerine üç kahve sipariş eder ve ödersiniz. Mekân sahibi de bu parası ödenmiş kahveyi mekâna uğrayan bir yoksula ikram eder. Sosyal dayanışma aslında.
Reklam
“Her işin başı önce meraktır. İlle de okula gitmek gerekmez. Ben büyük lokantaların önüne gider ve saatlerce yemeklere bakardım. Onları nasıl pişirdiklerini hayal eder ve sonra eve gidip denerdim. Beğenmediysem yine yapardım, yine yapardım, taa ki en güzel tadı ve görüntüyü yakalayana kadar…
Sayfa 75 - Hristo çobanoğluKitabı okudu
Kadıköy/Halkidona’
İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet, Halkidona’ya kadı olarak Hızır Bey’i atamıştır. Zaman içinde burası Türkler tarafından “Kadının köyü” şeklinde anılmaya başlanmıştır.
Atatürk’ün beyaz leblebi macerasını herkes bilir ama bunun devamı vardır. Atatürk yine bir gün gider Pera Palas’a ve rakı mezesi ister. Şef hemen ona beyaz leblebi getirir. Bu sefer Atatürk der ki, “Biz bunları yokluk, fakirlik dönemlerimizde yiyorduk, artık daha güzel bir şeyler getir de yiyelim.” Bunu herkes bilmez.
Sayfa 207Kitabı okudu
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.