Kendim için yarı mevcut, yarı hayattayım... Yalnız derin, keskin bir şey, bir ağırlık ve kuvvet var ki göğsümden basıyor. Altında ezilmiş gibi ölmüş gibiyim... Kendimi duymuyorum; fakat hüznümün, hicranımın acısını duyuyorum.
Mütemadiyen alçalıyoruz, adileşiyoruz, ahlaksızlaşıyoruz. Eskiden alelade adamlardık, ne çok zararlıydık ne de çok faideli fakat bugün herkes muzır... Karmakarışık, altüst olduk, ne kadar yazık!
Gurbette, yabancı diyarlarda kalmış gibiyim; yerime, evime,membaıma dönmek arzusunun bir açlık gibi içimi bayılttığını duyuyorum. Aynı İstanbul'un içinde İstanbul'u arayarak ve artık bulamayacağımı pek iyi anlayarak hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum.