Cok keyif alarak acaba bir sonraki kisimda ne olacak seklinde merak duyarak okudugum, eski Istanbul zamanlarini ve insanlarini anlatan, sicacik sirin bir eser.
Yazar kitabi yazdigi zamanki Istanbul’un icinde buyudugu, gencligini gecirdigi Istanbul’dan ne kadar farkli oldugunu, herseyin sahtelestigi, insanlarin kalitesizlestiginden dem vurmus. Gunumuz Istanbul’unu ve insanlarini gorse kahrolurdu heralde diyerek okudum kitabi:).
Ama son yillarda dikkatimi ceken bir sey var ki, aslinda bir onceki nesiller kendinden sonra gelen nesilleri hep elestiriyor. Ben de mesela su an Z kusagini bizim kusaga gore cok saygisiz, sorumsuz, hazirci ve duygusuz buluyorum. Mesela yegenimin bir tanesi Ingilizce hazirlik okuyor univ. de Covid zamani sinavlar online oldu, beni aradi sinava sen gir diyor. Dedim gel calistirayim kendin gec, hem ogren, yok sen gir ben sonra hallederim diyor:) Bir de cok vefasizlar, isleri dusunce ararlar, isleri bitince hal hatir soran yok:).
Bu nesil sevgiye doymus, simarik bir sekilde yetismis, bir guzellik yapinca, “zaten olmasi gereken bu” seklinde dusunup, minnet duymayan, yapmadigin zamanda elestiri bombardimanina tutan, degisik bir nesil gibime geliyor. Tabiki genellemek yanlis olur ama maalesef etrafimda tanidigim Z kusagi arkadaslarla yasadigim tecrubeler bu sekilde dusunmeme sebep oldu. Bazen biz mi yaslandik acaba diye sucu kendimde aradigim da oluyor ama yok bizim nesil cidden kaliteliydi:) (30 lu yaslardayim). Belki bizden onceki kusaklarda bizi begenmiyordu tabi, tipki kitaptaki kahraman gibi:)
Bir kis gecesi, sicak iceceginiz madden icinizi isitirken, manen de icim isinsin diyorsaniz, bu kitap birebir:)
Keyifli okumalar…