Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstiklal Şairi Mehmet Akif

M. Ertuğrul Düzdağ

İstiklal Şairi Mehmet Akif Gönderileri

İstiklal Şairi Mehmet Akif kitaplarını, İstiklal Şairi Mehmet Akif sözleri ve alıntılarını, İstiklal Şairi Mehmet Akif yazarlarını, İstiklal Şairi Mehmet Akif yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şiiri ve sanatı hakkında
"... Şair, rûhunda ilahî bir ateş, bir ihtiras olandır. Şiir bizi zabtetmeli, rûhumuzda olmayan bir kuvveti, bir hissiyâtı bize ilkâ etmelidir. Safahat'ta Umman gibi bazen dalgalanan, bazen sakin, fakat son derece muhteşem duran bir rûhun aksilerini görürüz." -Ömer Seyfeddin
Sayfa 81
330 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Dava ve Aksiyon insanı Akif.
Rahmetli Mehmet Akif'i anlatan bir kitaba benim inceleme yazmam haddim değil. Fakat kitap ve Rahmetlinin hayatı beni öyle etkiledi ki bir kaç satır yazmayı uygun buldum. Akif'in şairlikte zirve olduğunu, şiirlerinin ne kadar gönülden ve edebi olduğunu bilmeyen yoktur. Ama bu kitapta şiirlerinden daha ziyade hayatından kareler çok etkiledi. Vatan sevgisi, dik duruşu, baskılara karşı boyun eğmemesi, sözünde durması en önemlisi imanı ve dini yaşması beni o kadar etkiledi ki hayranlığım bir kaç kat daha arttı. Rahmetliyi gençlerin okuması, hayatını incelemesi sadece istiklal marşı ile değil tüm hayatı ile ilgilenmesi örnek alması gerektiğine inanıyorum. Yazar ve Akifin talebesi
M. Ertuğrul Düzdağ
M. Ertuğrul Düzdağ
Rahmetliyi çok harika anlatmış. Tüm kitap severlere edebiyat severlere tavsiye ederim.
Mehmed Akif Ersoy
Mehmed Akif ErsoyM. Ertuğrul Düzdağ · Kapı Yayınları · 201381 okunma
Reklam
İyilik mefhumu bizde menfîdir, müsbet değildir. Meselâ bir adam iyidir dediğimiz zaman, şunu yapmaz, bunu yapmaz, kimseye bir fenalıkta bulunmaz mânâsını kasdederiz. Yoksa şunu yapar, bunu yapar, şöyle iyi­liklerde bulunur mânâsını düşünmeyiz.
Ey Müslümanlar! Sizde ruhtan, histen eser yok mu? Ne zamana kadar bu zillete tahammül edeceksiniz? Lânet o zelîlâne hayâta ki, sâhibini dünyâda sefil, âhirette rezîl eder. İman demek, zillet demek değildir, îman demek, ta'arruza, tecâvüze, hakarete tahammül etmek, a'dâ-yı dinin tahakküm-i kahirine sürfürû ey­ lemek değildir. îman demek, izzetle yaşamak, izzetle ölmek demektir. İslâm'ın asırlardan beri dûçâr olduğu zilletin kâl ü kalemle tasviri mümkün değildir.
Çocuklarımıza kendi terbiyemizi vermeye kalkışırsak cinayet işlemiş oluruz. Hikmeti doğrudan doğruya Pey­gamberden telâkki eden Cenâb-ı Ali diyor ki: "Ciğer­ parelerinize yalnız kendi terbiyenizi giydirmeye ça­lışmayınız. İyice hatırınızda olsun ki onlar, sizin ya­şamakta olduğunuz zamandan başka bir zaman için ya­ ratılmışlardır."
Hey gidi Rahmetli hey...
Elverişli bulduğumuz her mevzûu yazacağız. Hele içtimâi dertlerimizi dökmekten, yaralarımızı açıp gös­termekten, hiç çekinmeyeceğiz. Bundan maksadımız bir­ takım zavallıların zannettiği, yâhud zannettirdiği gibi milleti ele, düşmana karşı maskara etmek değildir. Merâmımız kendimizi değil, maskaralıklarınızı maskara etmektir. Tâki ülfet neticesi olarak, her gün yapmaktan hiç sıkılmadığımız, hiç ezâ duymadığımız bir sürü fenâlıklan yavaş yavaş bırakalım da elbirliğiyle insanlığa doğru bir adım atalım.
Reklam
Okutmak ve yazmak en büyük zevki idi, okuttuğu derse ehemmiyet verirdi. Bildiğini iyi bilirdi. Bilmediği şeye de hiç karışmazdı. Hâfızası çok kuvvetli idi. Ez­berlediği şeyler on bin beyitten aşağı değildi.
Vefakârlığı müstesna derecede idi. Dostluğuna bi­ hakkın güvenilirdi. Vefasızlık, nazarında en büyük nâmerdlik idi. O, yalnız insanlara karşı değil, Allah'ına, Peygamberine, milletine, vatanına da vefakârdı.
Âkif sadece bir köşeye çekilip düşündüklerini ve duy­duklarını yazmakla kalan bir şâir değildi. Aynı zamanda doğru bildiği şeyleri yapmaya çalışan, hareketlerini, samîmi duygularına uygun düşürmeye uğraşan, bir ce­miyet adamı idi.
Harîm-i kalbime indim mi, titrerim tir tir, Adım başındaki iz, çünkü bir gurüb izidir. Evet, gurüb izi, lâkin, adem misâli derin, Tulü'u mahşere kalmış batan güneşlerimin!.... Neden, fakat heyecanın? Nedir yüzündeki yaş? Sonunda yolcunu incitme, ey güzel yoldaş! Huda bilir ki dayanmaz, taş olsa bir sine, O gözlerinde dönen sağnağın dökülmesine. Hayır! Yakar beni derdimle âşinâ çıkman, Bırak, ben ağlayayım, sen çekil de karşımdan. Belâ mı kaldı ki dünyâ evinde görmediğim? Bırak, şu yaşlan, hiç yoksa, görmeden gideyim!
274 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.