It Reviews
You can find It reviews, It book reviews, It ratings on 1000Kitap.O genel bakış
O sadece bir düşman, bir katil, bir canavar değil korkunun beden bulmuş halimiydi yoksa Derry kasabasının bir ferdi mi? Yazar bu romanında sınır ve ufuk tanımayan yeteneğini kullanarak genel hatlarıyla başarılı bir roman ortaya koymuş. Hikayemiz Derry adlı ufak kasvetli ama gene de yerlileri için ev gibi kokan bir kasadaki yağmurlu bir dönemde küçük bir çocuğun zalimce ve korkunç bir şekilde öldürülmesiyle başlıyor. Devamında ise arkadaşlık yoldaşlık çocukluk duygularını, korkularını, masum aşklarını ve mücadele duygusunu merkezine alarak devam ediyor. Kitaptaki betimlemeler oldukça başarılı lakin kitabı esasen sevmemi sağlayan şey yazarın okuyucuyu o ana çocukluğuna götürüp o hisleri ufak bir çocukmuş gibi hissettirebilmesi her ne kadar kitabın çok uzun olması ve (SPOILER)!!! Sonuna doğru çocuk cinselliği gibi sahnelerin yazılmasından dolayı eleştiri alsa da genel hatlarıyla bakıldığında bence yazarın elinden çıkan en iyi eserlerinden diyebiliriz kitabın %75-80 lik kısmını çoğu kişinin aşırı beğenip son düzlüğünü beğenmeyeceği kanaatindeyim sebebi sadece uzunluğu değil son düzlükte sanki yazar büyük finalini aceleye getirerek istediği gibi tamamlayamamış. İncelememi özetleyerek finale gelirken şunları söyleyebilirim bolca zamanınız varsa güzel nostaljik duyguları yaşayarak yazarın sizde uyandıracağı o harika duyguları hissetmeye hazır olarak kitaba başlayın derim pişman olmuyacaksınız. Umarım sondaki kalite düşüşü sizi hayal kırıklığına uğratmaz beni biraz uğrattı ama ne demişler bazen bir yolculukta varılan noktadan ziyade süreçte yaşanan haz daha önemlidir.
Öncelikle, 1200+ sayfalık tuğla gibi bir kitap olunca insanların ön yargılı veya korkuyla yaklaşmasının doğal olduğunu düşünüyorum. Birkaç gecede bitebilecek bir kitap değil ama okurken tek gecede bitebilecek çoğu kitaptan daha çok eğleneceğinize eminim. Tek yapmanız gereken ilk 150-200 sayfayı bitirebilmek. Çünkü bu dev gibi kitabı kafa karışıklığı olmadan idrak edebilmek için tüm karakterleri ve mekanları biyografilerini okumuş gibi tanıyor olmanız gerekiyor. Yazar da ilk 150-200 sayfalık bölümde bunu yapmış. Ana karakterleri ayrı ayrı incelemiş ve sonrasında yollarını kesiştirmiş.
.
Kitabın akıcı olmasını sağlayan büyük etkenlerden biri de Stephen King'in fazlasıyla kültürlü, entellektüel bir insan olması ve bunu kitaba yansıtmış olması. Her bölümde büyük yazarların kitaplarından sözler, bilimsel araştırma örnekleri gibi eklentiler var. Zaten böyle bir kurguyu kafada kurup, 1200 sayfaya yayabilmek sıradan insanların yapabileceği bir iş değildir diye düşünüyorum.
.
Stephen King'in hikayeyi anlatma şeklini Quentin Tarantino, Christopher Nolan tarzı senaryolara benzettim. Bazen aynı olayları farklı kişilerin gözünden okuyorsunuz; bu da olaylara ekstra renk katıyor. 7 ana karakterimiz olduğunu düşünürsek, bazen aynı olayı 7 farklı açıdan görüyorsunuz. Korkmayın, bunların hiçbiri insanı sıkmıyor.
.
Bu kitaptan sonra Stephen King'in tarzını sevdim ve edebi yeteneğinin farkına vardım. Ardından bir kitabını daha okudum ve onu da fazlasıyla beğendim. Onun hakkında yorumumu da yakında paylaşacağım.
Gayet güzeldi. Bu tarz okumayı sevenler okumalı.heyecan vericiydi, bir sürü polisiye kitabi okumama rağmen ben bile bu derece heyecanlıyım, okumayan nasil olur acaba?
Merhabaaaa Stephen King seven okurlar. Aslında ben bu kitapla bir çok kişinin aksine 2017 yılında tanışmadım. Ben bu kitapla tam olarak 2008 yılında tanıştım. Ama o zamanlar Bu sansürsüz versiyonu yoktu. 448 sayfalık mundar edilmiş bir versiyonu vardı. Tabi ben o zamanlar kitapları olduğu gibi okuduğum için, bunu ne yazık ki farkedememiştim. kitabı 15 20 kez okudum. Ama acı gerçekten haberdar değildim.
Şimdi isterseniz biraz geleceğe gidelim. Yıl 2016. Haberler "O" hakkında konuşup duruyor. Bir bakalım diye girdim sitelere. Bir de ne göreyim?!?! O'nun 2017 yılında filmi çıkacak. 448 sayfalık kitabımı açıp tekrar okumaya başladım. 4-5 bölüm okudum. Ama kitabımın halini görseniz, yıpranmış, yırtılmış, kitap kitaplıktan çıkmış yani. Dedim ki "Gideyim kitapçıya, eskiden 20 liraya almıştım, şimdi olsa olsa 30 olmuştur." dedim ve yola çıktım. Kitapçıya vardım. Orada ki bir adama sordum, "Sizde Stephen King'in O'su var mı?" Adam güleryüzle başını salladı ve evet dedi. Alacağım dedim. Adam kitabı getirdi. 56 lira dedi. Hem fiyatına, hem de sayfa sayısına şaşırmış olan benim yüzüm aynı böyleydi: O.O... kitabı aldım eve gidiyorum ama içimden nasıl lanetler savuruyorum Altın Kitaplar'a. Kitabı 6 gün içinde bitirdim. Ama bu sefer hikayeye doymuş bir biçimde. Benim için "O", King'in en iyi kitabıdır.
Eğer 1200 sayfalık kitabı sıkılmadan okuyorsanız bu kitap güzel mi diye sormak sizce hata değilmidir peki king diyince ne anlıyoruz tabikide kendi kulvarında bir kıral yani bilimkurgu korku gerilim yaratıklar ve geri dönüşler o kitabı bir örümcek ve yaratık efsanesi sular altında kalan depremle yıkılan bir kasaba ve kasabada can alan insanlar kısaca derry kasabası unutulan dostluklar ve audra ile billin aşkı ne güzel kitabda aklımda neler kaldı peki georci henry ve derrydeki katliamlar peki derry deki katliamların sebebi kim pensywise mı yoksa insanlar mı kitabın arkasında dediği gibi bir gerilim destanı ve unutulan dostlukların hikayesi güle güle örümcek
--Spolier---
1958'de geçen kısımlar çok güzel. Çocukluk maceraları bana "Bülbülü Öldürmek" kitabındaki hikayeleri anımsattı.
Kitabın genelini iyi buldum ama finali böyle olmamalıydı sanki. Aşırı derecede kozmik bir olayla örümceğin öldürülmesi tuhaf geldi bana. Derry şehrinde meydana gelen bütün ölümlerin sebebi olan "O" karakteri, bir örümcek olmamalıydı. Hikayedeki Henry Bowers karakteri kendi başına örümcekten daha korkutucu ve daha iğrenç.