Öncelikle, 1200+ sayfalık tuğla gibi bir kitap olunca insanların ön yargılı veya korkuyla yaklaşmasının doğal olduğunu düşünüyorum. Birkaç gecede bitebilecek bir kitap değil ama okurken tek gecede bitebilecek çoğu kitaptan daha çok eğleneceğinize eminim. Tek yapmanız gereken ilk 150-200 sayfayı bitirebilmek. Çünkü bu dev gibi kitabı kafa karışıklığı olmadan idrak edebilmek için tüm karakterleri ve mekanları biyografilerini okumuş gibi tanıyor olmanız gerekiyor. Yazar da ilk 150-200 sayfalık bölümde bunu yapmış. Ana karakterleri ayrı ayrı incelemiş ve sonrasında yollarını kesiştirmiş.
.
Kitabın akıcı olmasını sağlayan büyük etkenlerden biri de Stephen King'in fazlasıyla kültürlü, entellektüel bir insan olması ve bunu kitaba yansıtmış olması. Her bölümde büyük yazarların kitaplarından sözler, bilimsel araştırma örnekleri gibi eklentiler var. Zaten böyle bir kurguyu kafada kurup, 1200 sayfaya yayabilmek sıradan insanların yapabileceği bir iş değildir diye düşünüyorum.
.
Stephen King'in hikayeyi anlatma şeklini Quentin Tarantino, Christopher Nolan tarzı senaryolara benzettim. Bazen aynı olayları farklı kişilerin gözünden okuyorsunuz; bu da olaylara ekstra renk katıyor. 7 ana karakterimiz olduğunu düşünürsek, bazen aynı olayı 7 farklı açıdan görüyorsunuz. Korkmayın, bunların hiçbiri insanı sıkmıyor.
.
Bu kitaptan sonra Stephen King'in tarzını sevdim ve edebi yeteneğinin farkına vardım. Ardından bir kitabını daha okudum ve onu da fazlasıyla beğendim. Onun hakkında yorumumu da yakında paylaşacağım.