Ve ben, yapayalnız, bu ağır gecenin şiddeti altında, günün bu yavaş ve görkemli doğuşu karşısında, kalbimde genç, yenilmez bir gücün, sonsuz bir umudun doğduğunu hissettim.
Dostlar, nihayet gün ağarıyordu...
Çok yüksek bir gururla yaşadım. Mücadele için kendimi olgun sandım,oysa ben alt tarafı zayıf ve çıplak bir çocuktum. Belki de her zaman çocuk kalacağım.
Doğru ve yanlışın çöküşünde, hayatın bana verdiği bu karmaşık gürültüde, bir tek ihtiyaç hissediyorum, çok acı ve dayanılmaz bir ihtiyaç: her nerede ve nasıl olursa olsun, aşk yokluğu içinde tükenmek için, sevmek ve sevilmek.
Bugün anılar benim için sert ve acımasızlar. Bazı saatler aylak aylak gezerken, o yaşın anısı keskin ve üzgün, sanki bir sopa darbesinin şiddetiyle ansızın hatırıma gelir. Göğsümü saran bir yanma hissederim. Bu hazin ve yitip giden gençliğimin bende uyanmasıdır.