Boş yere çırpınmış, sağa sola koşmuştum. Biraz nefes almaya ihtiyacım vardı. Kendimi ümitsizliğe kaptıracak yerde, tembelliğin kucağına ve Tanrının takdirine bıraktım; onun kudretini göstermesini beklerken de hiç istifimi bozmadan, avare zevklerimin masrafından hiç kısıntı yapmadan, kahveye ancak günaşırı, tiyatroya ise haftada iki defa giderek, cebimde kalan üç beş altını yemeğe koyuldum.