İtiraflarım
Lev TolstoyNewest İtiraflarım Reviews
You can find Newest İtiraflarım quotes, newest İtiraflarım book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
8.3Out of 10
İnancın temeli; sevgi ve kardeşlik.
Hayattaki amacını kaybetmiş yazarımızın, farklı bilim dalları üstündeki araştırmalarında, aldığı nefese bir anlam bulma çabasını ve o çaba süresince yaşadıklarını okuyucuya itirafı, kitabın
konusunu oluşturur.
Tolstoy, kitap boyunca yaşamın sırrını çözdüğünü, bazı ünlü şahsiyetleri tanık göstererek ve onlardan alıntılar yaparak iddia eder. Bu farkındalık onu ölümle çok kez burun buruna getirir fakat onu durduran bir şey vardır. Onun adı inançtır. İnanç konusunda da ciddi şüpheler içindedir. Bunu şu cümleden anlıyoruz: ''İki üç kez değil, on kez, yüz kez yinelendi bu sevinç ve canlanma ile kuşku ve hayatın imkânsızlığı duygusu.''
Son kısımlara geldiğimizde inancın yazarımızda artık büyük bir yer kapladığını ve yaşamın son bulmasının da bir anlamı olduğunu kavrar. Fakat inançlı bir kişiye dönüşerek dindeki her şeyi koşulsuz kabul etmez. Sıkı araştırmalar sonucunda hatta ders alarak kendine uygun olanları bünyesinde barındırır. Kabul etmediği öğretileri yapmacık bir inanmışlıkla savunmaz. İnancın temelinde sevgi ve kardeşliği görür, bu da kitabın aslında özünü oluşturur.
Dipnot:
Kitaptan soğumak istemiyorsanız 4.bölümü okumadan geçin derim. Yazar, öyle bir felsefe yapmış ki kafamdan duman çıktı. Bir süre ara vermek zorunda kaldım. Diğer bölümlerle çok fazla bağıntı bulunmuyor. Sadece tavsiye :)
çocukluğundan yetişkinlik dönemine kadar sürekli bir arayışta bulunup ben kimim ,niçin varım ,amacım ne sorularını çocukluk ,gençlik ,yazarlık ,evlilik , yaşlılık dönemine kadar farklı dönemlerde arayışta bulunup ve bu dönemlerde yaptığı arayışlar sonucu ilerlemekte çok aynı yerde duran ve arayışa baştan başlayan ve en son bu arayış sonunda dine yönelip ben kimim niçin varım amacım ne, sorularını bulup bu sefer dinle ölümlü ve ölümsüz olan arasında kuşku ve şüphe duyan ve en sonunda hayatı boyunca yaptığı arayışta bir sonuca varan yazarımız bu kitabında tüm insanlığın en başından beri sorduğu soruyu sorarak insan din ve Tanrı ilişkisini sorgulayan bir arayışla okuyucuya sezindirilerek bu arayışa okuyucuya da bir sorgulama serüvenine sürükleyen sade , anlaşılır bir dil ile yazılan ve araştırma , bulunan toplumu ,kendini , statüsünü ve inancını sorgulatan bir kitap
İnsana hayati sorgulatan, karamsar düşüncelerini had safhaya çıkartıp alıp başını gitme isteği hissettiren, manevi boşluğun dışavurumunun en güzel şekilde ifade edildiği muazzam bir eser. Daha once başka bir eser için de ifade etmiştim özellikleri bakımından "Genç Werther'in Acıları" na çok benziyor. İnanç eksikliği ve bunalımda olanlar için OTD (okuma tavsiyesi değil)dir.
Kısa olmasına rağmen etkileyici bir kitaptı. Umutsuzluğa düştüğümüz, hayatta bir anlam arayışına girdiğimiz, boşluğa sürüklendiğimiz bazı dönemlerde açıp açıp okumalık bir baş ucu kitabı.
EVET ÖLMEYE GELDİK DÜNYAYA
Yazar esrinde, varlığın oluşumundan ölümüne kadar uzun bir yol kat etmiş, en çok neden var olduğunu ve neden yaşadığını düşünen yazar insanların dünyaya gönderildiklerini ve türlü, türlü zorlurluklardan geçtiklerini daha sonra öldüklerini ele almakla beraber bunun tanrı tarafından insanlarla oynanan çirkin bir oyun olduğunu düşünüyor. Yıllarca sorduğu bu iki soruya cevap alamaması onu intihara zorluyor sadece anlamsız yaşamak yerine ölmeyi tercih ettiğini düşünen biri iken yıllar sonra inançları ve öğretilerini araştırıp bunlara anlam vermeye çalışıyor velhasıl en sonunda mesele bir rüya ile insan vücuduna bağlanıyor kafa tasından omurga kemiği ile ayakta durabilmenin bir mucize olduğunu hissettiriyor insanların doğup evrim geçirdiği ve mutlak olan ölüme hergün biraz daha yaklaştığını ve ölecek olduğunu bildiği halde yaşam için hergün biraz daha uğraştığını hisettirdi tavsiyemdir okunulması gereken bir eser..