Öncelikle kendi adıma söyleyeyim hiç sürükleyici değildi ve çok sıkıldım. Yani yarım bırakmamak için okudum da ama içim şişti valla. Hayata bir azacık ümidim varıydısa sağolsun Tolostoy bey amca onu da benden söküp aldı.
Kitap hakkında onu söyleye bilirim ki, yazar hayatın anlamını arıyor. Ancak hayatın bir anlamı olmadığını ve yaşamanın manasız olduğunu ileri sürüyor. Hayat hakkında konuşurken şöyle söylüyor "Sen hayatınsın, geçicisin, parçacıkların gelişigüzel birleşmesinden oluşan bir yığıntısın. Hayatınızı sadece parçacıkların bir etkileşimi, değişimi olarak görmeye yönlendiriliyorsunuz. Bu yığıntı bir süre için varlığını sürdürüyor, ama sonra bu parçacıkların etkileşimi duruyor. Hayatınız olarak adlandırdığınız şey cevaplandırılmamış tüm sorularınızla birlikte sona eriyor."
Eskiden Ortodoks Hristiyan inancında vaftiz edilen yazar kendisini tanıdıkça ve geliştirdikce hiç bir dine de inanmıyor. "Bilgiye, şiire ve hayatın evrimine olan inanç, gerçekten de bir inançtı" söylüyor.
Kitapda yer alan kısa hikayeler ve alıntılar çok güzel. Genel olarak Tolostoyun düşünceleri ilginç ama söylediğim gibi çok sıkıcı geldi bana. Söyleyeceklerim bu kadar, çok bi şey yazabileceğim bir kitapda değil zaten. Okuyacak her kese şimdiden iyi okumalar