Yakın tarihimizin en mühim, en canlı, aynı zamanda da en feci devri, hiç şüphesiz İttihat ve Terakki devridir. Fakat içinde yaşamış ve muhtelif safhalarına şahit olmuş olmanıza bakarak yakından tanıdığınızı zannettiğiniz bu devrin içyüzünü tamamen bilmediğinizi söylersek hiç şaşmayınız...
-Ziya Şakir-
Tarih'i, Roman'da kullanmakla, Tarihi romanlaştırmak başka başka şeylerdir. Bizde Turhan Tan vardı, Ziya Şakir vardı, Ferudun Fazıl var... Bunlar tarihi romanlaştırıyorlar...
-Kemal Tahir-
Yaşadığı devre dair Ziya Şakir kadar çok yazı yazmış ikinci bir kalem bulmak mümkün görünmemektedir. Hem kendi hâtıralarını ve hem de bu devri yaşayanların bilgilerini derleyip neşreden Ziya Şakir'in kaybolmaktan kurtardığı bilgilerin bir külliyat olarak neşredilmesinin yakın tarihimize büyük bir katkı olduğu açıktır. Bu bakımdan Ziya Şakir'in yakın tarihimize katkılarının hakkı henüz teslim edilmiş değildir...
-Ali Birinci-
Ziya Şakir'in ne kadar titiz çalışan bir tarih araştırmacısı olduğu, elindeki yazılı hatırat parçalarından ne kadar düzgün faydalanmış olduğu ve dönemin tanıkları ile sonradan gerçekleştirmiş olduğu mülakatların tarihsel kıymeti bir kez daha anlaşılmaktadır. Türk Osmanlı tarihçiliğinin henüz sözlü tarih çalışmalarını bilmediği ve bilinse bile pek önemsenmediği bir çağda, henüz hayatta olan önemli tarihi kişiliklerle sözlü tarih çalışmaları gerçekleştirmiş olan Ziya Şakir'in bu konudaki öncülüğü takdire değer...
-Yavuz Selim Karakışla-
Ziya Şakir'in siyasal arenada sergilediği mücadele basit bir post kavgası veya makam elde etme savaşı değildi. O, ülkesinin içinde bulunduğu kahredici var olma- yok olma savaşında bir kurtuluş çaresi olarak bu mücadeleye katılmıştı. Yeri geldiğinde yazılarıyla yeri geldiğinde de sıcak yatağını ve rahatını bir kenara bırakarak Balkan Harbi'nde olduğu gibi gönüllü olarak orduya katılmış ve hayatını vatanı uğruna feda etmekten çekinmeyecek kadar vatan sevgisi ile dolu olduğunu da göstermiştir. Bu nedenle Ziya Şakir döneminin askeri ve siyasal olaylarının mümkün olduğu kadar içinde olmuş böylece daha sonra yazdığı kitap ve tefrikaların doğrudan bir şahidi olmuş veya şahitlerini yakinen tanımıştır...
-Güngör Göçer-
Örgütten teşkilata, teşkilattan cemiyete, cemiyetten iktidara uzanan İttihat ve Terakki fırkasına 1906'da dahil olan Ziya Şakir İttihat ve Terakki'nin iktidarı döneminde ülkesi için nimet yerine külfete katlanarak Bekirağa'dan Sinop'a çeşitli yerlere yakınlık duyduğu Cemiyet tarafından sürülmüştür. Bütün bunlara rağmen kaleme sarılıp hak bildiği yoldan geri dönmemiş doğruyu her zaman ve zemin de eğip bükmeden söylemiştir. Dürüst kişiliği, sözlü, yazılı tarihe vukufiyeti ve dönemin farklı siyasi yelpazesindeki kişilerle tanışıklığı ile anlattığı tarihin içinden biridir.
-Tahsin Yıldırım-
Günümüzde de halen etkisi devam etmekte olan İttihatçı anlayış ancak Ziya Şakir'in kalemiyle bu kadar güzel anlatılabilirdi, tefrika edildiği dönemde adı geçenlerin pek çoğu sağdı ve önemli mevkilerdelerdi, tefrikalar şahitliklerle yazıldı, yayımlandı. Konusunda iddialı bu Ziya Şakir başyapıtını üç cilt halinde sunmaktan bahtiyarız Akıl Fikir Yayınları...
(Tanıtım Bülteninden)