Bir yargıcın aklının ucuna dahi gelmeyen o gerçeklikle (ölüm) verdiği psikolojik savaşın anlatıldığı bir Tolstoy eseri.
Tek derdi vardı İvan İlyiç'in; bulunduğu konumdan daha üste çıkmak. Başardı da. Ancak her güzel şeyin bir sonu vardır öyle değil mi? Mutluluk, itibar, para ve yaşam. Bunların hepsi İvan İlyiç'e acıdan başka bir şey vermiyordu artık. Anlam veremediği o ağrı ve tatsızlık içten içe eritiyordu bedenini. Çevresindeki insanların gözlerinde küçücük bir umut görmek istiyordu hastalığına dair. Ne büyük çaresizlik... Öleceği gerçeği boynuna sarılmış boğuyordu İvan İlyiç'i. Tüyler ürperten bir sözü vardı: Birkaç haftam belki de yalnızca bir kaç günüm kaldı yaşayacak... Her an ölebilirim. Az önce her yer aydınlıktı şimdiyse kapkaranlık. Üzdü.İnsana hayatı sorgulatan, ölüm gerçeğini hatırlatan ,her satırını dikkatle okutturan, kısa ama oldukça tesirli bir eserdi bu eser. Defalarca kez okunabilir.