Tolstoy bu romanda ölümü, çaresizliği o kadar iyi anlatmış ki, iliklerime kadar ölümün soğuk nefesini hissettim. Ölümden neden korkar insan? Belirsizliğe yapılan geri dönüşü olmayan yolculuktan mı? Yoksa uğrunda herşeyi göze aldığımız, çabaladığımız, bizi biz yapan amaç ve bağlarımızın aslında bir hiç olduğunun ve bir hiç uğruna kaçırdığımız yaşamın farkına varmaktan mı?Bir aile kurmak, dostlar edinmek, para kazanmak , kariyer yapmak gibi amaçlarla kendimizi tüketiyoruz. Sonunda dönüşsüz bir yolculuğa çıkmak için miydi?
Kitap, yargıç İvan İlyiç'in iş arkadaşlarının toplantısı ile başlıyor.En yakın arkadaşı İvan İlyiç'in ölüm haberini veriyor.Daha o anda iş arkadaşları, ondan boşalan pozisyona kimin geleceğini , bunun kendi durumlarına nasıl yansıyacağını düşünmeye başlıyorlar.Malı mülkü üzerine konuşuluyor.
Karısı, çocukları çoğu küçük burjuva ailede olduğu gibi, karşılıklı çıkarlarla birbirlerine bağlılar.Öyle ki hasta anında bile, kızı, keyfini kaçırdığı için içten içe babasına diş biliyor.Bu durum milyonlarca ailenin gerçeği. Toplum içinde kendine yer bulabilmek için, kadının, çocuklarına babalık yapacak, evi finanse edecek bir koca, erkeğin ise, ev işlerini yapacak, destek olacak bir kadın aradığı, çıkar ortaklığı üzerine kurulu düzenler.