Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ö. 1437 Divanı

Ivaz Paşa Oğlu Atayi

Üzeyir Aslan
10/10
2 Kişi
1
Okunma
Beğeni
298
Görüntülenme
Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı öğretim üyelerinden olan Doç. Dr. Üzeyir ASLAN’ın son kitabı, 15. asır Klasik Türk Edebiyatı şairlerinden Atâyî’nin divanı üzerine yapılmış kapsamlı bir çalışma. Kitabın jenerik sayfasından sonra Ivaz Paşa’nın ve oğlu Atâyî Ahî Çelebi’nin Bursa’da bulunan türbesine ait iki fotoğraf yer almaktadır. Bunu ön söz ve kısaltmalardan sonra çalışmada yararlanılan kaynakların verildiği kısım takip ediyor. Bunlardan sonra ise çalışmanın iki ana bölüme ayrıldığı görülüyor. Toplam 43 sayfadan oluşan I. Bölüm, Ivaz Paşa oğlu Atâyî’nin hayatı ve edebî şahsiyetine ayrılmış. Atâyî hakkında bilgi veren kaynakların sıralanıp kısa bir eleştiriye tabi tutulmasıyla başlayan bu bölümde önce Ivaz Paşa hakkındaki tarihî bilgiler verilmiş, daha sonra Atâyî’ye geçilmiştir. Şair ve eğitimi hakkında geniş bilgiler bulunmamakla birlikte onun Çelebi olarak anılması, Ivaz Paşa’nın oğlu olması, Arapça ve Farsça şiirlerinin bulunması gibi noktalardan hareketle iyi bir eğitim gördüğü söylenebilmektedir. Aslan, Atâ Tarihi’ne dayandırarak onun Enderun’da yetişen ilk şahsiyetlerden olmasını kuvvetli bir ihtimal olarak görmektedir. Atâyî’nin, babasının veziriazam Çandarlı İbrahim Paşa ile olan siyasi rekabetleri dolayısıyla Sultan II. Murad’ın saltanatı zamanında vazifesinden azledilip gözlerine mil çektirilmesi ve Edirne’den Bursa’ya sürülmesi yüzünden sultana pek yakın olamadığı anlaşılıyor. Babasının 1428’de Bursa’da veba salgınından ölmesinden hemen sonra payitaht Edirne’ye çağrılmış olsa da Edirne’ye gitmemiştir. Aslan’a göre bunun muhtemel sebebi Atâyî’nin, babasının hasmı olan Çandarlı İbrahim Paşa’dan çekinmiş olmasıdır. Atâyî, babasının vefatından 9 yıl sonra Bursa’da 1437’de vefat etmiştir ve babasıyla aynı türbede medfundur. Tezkire yazarlarının Atâyî’nin şiiri hakkındaki görüşlerini aktaran Aslan, onun zamanının üstat bir şairi olduğunu, Şeyhî ve Ahmed Paşa’nın Atâyî’nin şiirlerini okuduklarını, Necâtî Bey tarafından beğenilen bir şair olduğunu zikrediyor. Sanatlı bir üsluba sahip Atâyî’nin bu üslup özelliğine dair yazar cinas, iştikak, tevriye sanatlarından epeyce örnek verdikten sonra onun şiirinde dikkat çeken hat, musiki ve satranç ıstılahlarının geçtiği beyitleri sıralıyor ve ardından şairin başvurduğu kim harf oyunlarını dile getiriyor. Atâyî’nin şiirinde dikkat çeken noktalardan biri de divanda yer alan 16 şiirin nazire şiirler olmasıdır. Aslan’ın tespitine göre bu şiirlerden 6’sı Şeyhî’ye, 4’ü Nesîmî’ye, 2’si Ahmed-i Dâ‘î’ye, 1’i Elvan Çelebi’ye ve Farsça olan sonuncusu ise Kemâl-i Hocendî’yedir. Bir diğer dikkat çekici husus da onun 41 gazeli ve 1 kasidesinin tanzir edilmiş olmasıdır. Aslan hem Atâyî’nin nazirelerinin matlalarını vermiş hem de tanzir edilen şiirlerinin matla beyitlerini, nazire söyleyeyen şairlerin isimleriyle beraber zikretmiştir. Asrında Şeyhî’den sonra en iyi şair kabul edilen Atâyî’nin üstat oluşu bahsi geçen nazirelerden de anlaşılıyor.
Yazar:
Üzeyir Aslan
Üzeyir Aslan
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 11 dk.Sayfa Sayısı: 324Basım Tarihi: Şubat 2016Yayınevi: Kriter Basım Yayın
ISBN: 9786054613984Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.