Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İyi Tanrının Çocukları

Neslihan Acu

İyi Tanrının Çocukları Sözleri ve Alıntıları

İyi Tanrının Çocukları sözleri ve alıntılarını, İyi Tanrının Çocukları kitap alıntılarını, İyi Tanrının Çocukları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu acımasız dünyaya kim böyle saldı bizi ve kim bizi seyrederek eğleniyor? Kim?
“Plüton. Benim güzel gezegenim. Buz kraliçem. Karanlıklar prensesim. Seni gezegenlikten attılar, cüce gezegen yaptılar. Beni de insanlıktan attılar. Tıpkı senin gibi, karanlık uzayda, dışlanmış ve terk edilmiş ama hala mağrur, buzul buzul dönüyorum şimdi.”
Reklam
Onun kokusu bana güzel günleri, tasasızlığı, kahkahaları, güzel bir ülkeyi, başka toprakları, ilkbaharı, sevgi dolu bir başka gezegeni hatırlatıyordu.
... insan denen yaratık ne kadar sıkıcı. Ve ne kadar benziyoruz birbirimize. Ve tam da bu yüzden ne kadar uzağız birbirimize.
Gündelik zırvalar dışında yaşanan her şeyin gerçekdışı tadı vermesi ne kadar saçma bir durum. Ama ne yazık ki öyle!
En kötüsü depresyon! Sıcak bir bataklık gibi içine çekiyor insanı. Yapış yapış. Canı hiçbir şey yapmak istemiyor insanın öyle zamanlarda. Ölmek bile istemiyor. Gri, paslı, ışıksız bir suyun ivinde yıvış yıvış bir yosun gibi hissediyor kendini.
Reklam
“Mesela şu sıralar, depresyon ve kabullenme evreleri arasında slalom yapıyorum. Öleceğim. Kendi kendime sık sık bunu tekrarlıyorum: Öleceğim! Özellikle içkiyi fazla kaçırdığım gecelerde tüm evreler birbirine karışıp çorba oluyor. Neden ben, neden ben diyerek yumruklarımı tavana doğru sıkıyorum. Sonra alıyor beni bir gülme. “Neden ben olmayayım? Neden ben olmayayım! Ne üstünlüğüm var diğer insanlardan? Ne farkım var milyarlarca karıncadan?” diyerek katıla katıla gülüyorum.
Bir başkasını sevmek, kendimizde asla görmek istemediğimiz, kendimize hiç konduramadığımız o zavallılığı, o perişanlığı resmen tanımak, hatta onaylamak anlamına gelmiyor mu biraz?
İnsan olarak payıma düşen acıyı yaşadım, yaşıyorum, yaşayacağım. Ama payıma düşen mutluluk ne olacak?
Aşkın başka hiçbir şeyle ilgisi yoktur. Ne güzellikle, ne parayla, ne sırma saçlarla, ne kaslı kollarla... Sadece koku!
Reklam
Kendimi sevip sevmediğimi bile bilmezken, seni sevdiğimi ya da sevmediğimi nereden bileyim ey şaşkın?
Anne neden intihar ettin? Neden aldattın beni? Dünya buz gibi, yalnızlık ve acı dolu bir gezegenmiş... Bu rezil gerçeği bana öğretmenin yolu bu muydu?
“En kötüsü depresyon! Sıcak bir bataklık gibi içine çekiyor insanı. Yapış yapış. Canı hiçbir şey yapmak istemiyor insanın öyle zamanlarda. Ölmek bile istemiyor. Gri, paslı, ışıksız bir suyun içinde yıvış yıvış bir yosun gibi hissediyor kendini.”
Size de olur mu bazen... Hani gerçeklikten kopma anı yaşarsınız. Her şey rüya gibi görünür. Kendi rüyanız bile değil. Bir başkasının rüyasında figüran olmak gibi bir şey.
“Nefret” sözcüğü doğru mu burada, onu da bilmiyorum aslında. Çünkü nefret misali güçlü duygular duyabilme yeteneğimi kaybetmişim gibi geliyor bana. Bir nevi otlaştım. Tepkisizleştim. Sadece bir iki şarkı ya da bazen bir filmin bir sahnesi uyarabiliyor artık beni. O zaman kalbim ve beynim acımaya başlıyor. Burnum yanıyor. Gözyaşlarım hücuma geçiyor. O yüzden bazı şarkılardan ve bazı filmlerden nefret ediyorum.”