Tebük gazvesi esnasında, çölde susuz kaldıkları bir günde, parmaklarından su akıtıp etrafındakilere ve hayvanlarına vermesi, peygamberin mucizelerinden biri olarak zikredilir.
Rivayete göre: Cemşit (İran hükümdarı) zamanında üzüm meydana çıkmış. O da halkın bu meyvadan istifade etmesini diliyerek birkaç kap içine üzüm koydurmuş. Hergün bir kaptaki üzümü alıp yerlermiş. Bir müddet sonra son kaptaki üzümü alıp yemek istedikleri zaman, onun bozulup köpürdüğünü görmüşler ve bu kabı kendi
haline bırakmışlar. Birkaç gün daha geçtikten sonra, bakınca, durulduğunu görmüşler ve muayene için suyundan biraz, içmişler; acılığından dolayı zehir sanmışlar. Sonra da süzüp bir şişeye
koymuşlar.Cemşidin gayet güzel bir cariyesi şiddetli ve devamlı bir baş ağrısına tutulmuş ve derdine hiç kimse deva bulamadığı için
canından bezerek, intihar maksadıyla, zehir sanılan üzüm suyunu tamamen içmiş. Fakat, bakmış ki bunun kendisine zararı olmadıktan başka garip bir neşe verici tesiri de olmuş. Günlerce uyuyamadığı halde, bunu içtikten sonra güzelce uyumuş. Uyanınca, ıstırabının geçtiğini görerek sevinçle Cemşidin huzuruna koşmuş ve işi anlatmış. Üzüm suyu olan şarap da bu suretle bulunarak şahdârû (şah ilâcı) adını almış.