Derginin sayılarına yazılan incelemeleri okuduğumda gördüm ki, okurların çoğu bu dergi için "naif" sözcüğünü kullanmayı tercih etmişler. Diğer sayıları henüz okumadığım için sırf bu sayısı adına rahatlıkla söyleyebilirim ki gerçekten de çok naif bir dergi sayısı olmuş. Sanki emek verilmesinin yanısıra gönül de verilmiş. Bir kaç sayısını kapak sayfalarına "aldanarak" aldım. İyi ki "aldanmışım". Bu dergiyi keşfettiğim için kendimi şanslı hesap ediyorum.
Şu kapak sayfasındaki yazı var ya -
Yalnızlık bütün icatların anasıdır- bu cümlenin arkasında duran öyle sıradan kalem sahibi olamaz. Yalnızlık aşkın anası olduğu için bütün icatların anasıdır. Taşan değil, "patlayan" özellikte olduğu için varlığın da icatçısıdır. Yalnızlık, varlığın varlığını bilme duygusudur. Yani ben bu kapak yazısına o kadar takıldım ki..büyülendim..
"Bütün o çıkmaz sokaklar nereye çıkar?", " 'Mutlu son yoktur'a inanıyoruz", "Düşüşe geçtiysek ölmeye başlayabiliriz", "Pasaportsuz geçilir çünkü bir yürekten diğerine", "Kalk kendimize gidelim", "Merakın samimiyetsizliği", "Bu köyün garip kişisi", "Oğuz Atay'ın Tehlikeli Oyunlar'ı" vb. gibi birbirinden güzel yazılar okudum.