Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Jacob Von Gunten
Robert WalserJacob Von Gunten Reviews
You can find Jacob Von Gunten reviews, Jacob Von Gunten book reviews, Jacob Von Gunten ratings on 1000Kitap.
Jakob Von Gunten
eğitimimiz yaşamımız bize itaatı ve sabrı anlatmıyormu sanki farklı bir dünyadamı yaşıyoruz birileri uşak olur birileri efendi böyle gelmiş böyle gidiyor hayallerle gerçekler örtüşmüyor güzel bir kitap bilmediğim birşey anlatmıyor jakob
Öncelikle kitabı okumadan her zaman olduğu gibi önce kapak tasarımına bakarım. Bunda da aynen öyle oldu ve dedim ki : "Acaba ne anlatmak istemiş?" Bunun cevabını verecek olan varsa bana yazsın. Neyse konuya dönelim. Ince olmasıyla birlikte su gibi akıyor ama ben aralarda başa alıp okuduğum için biraz uzadı. Jakop 17 yaşındayken Berjamenta okuluna yazılıyor. Okulda dönemin zengin kesimine erkek uşak yetiştiriyorlar ve orada itaat etmeyi öğretiyorlar. Bunu da değersiz olduklarını, hayal kurmaya bile layık olmadıklarını empoze ederek yapıyorlar. Kitabı Jakop'un ağzından okuyoruz. Aslında birnevi günlük gibi. Çünkü kitapta okulda yaşadığı olayları arkadaş ilişkilerini bizlere aktarıyor. Bendeki etkisi çok olmadı bana düz bir kitap geldi yani okurken gözümde canlandırdığım sahneler olmadı maalesef. Sevmedim diyemem o kadar değil. Sonu güzeldi. Mutlaka okuyun diyemesemde şans verebilirsiniz. Sıkılmadan okuyacağınız bir kitap.
Yazar hakkında bir fikrim olmadan başlamıştım okumaya ve kapağı itibariyle yakın dönem eseri olduğunu düşündüm. Kitabın bin dokuz yüzlü yılların başında yazılmış olması beni fazlasıyla şaşırttı.
Karakterin kendi varoluşunu, benliğini, cinselliğini bulma çabalarını okumak keyifliydi. Bu yüzyıldan bakıldığında on yedi yaşında bir gencin sorgulamalarını okumak güzel bir deneyimdi. Yazarın pek çok yazarı nasıl etkilediğini anlamak zor değil.
(Jaguar kitapların kapakları çok güzel değil mi? Beni kapağına bakarak kitap seçmek zorunda bırakan bir kaç yayın evinden biri.)
Robert Walser'in hayatından izler taşıyan, bir günce olarak adlandırdığı çok iyi bir eser Jakob Von Gunten. Bilinç akışı tekniğinin okumayı zorlaştırmaması, sistem eleştirisinin mizahi ve ironik anlatımla ele alınması muazzamdı. Jakob bence saf bir karakter olmasına rağmen, çevresindeki karakterleri çözümlemekte ve kendini tanımlamakta bir usta. Yalnızlaşmış ve silik bir karakter okumayı beklerken daha samimi ve düşünceleri bambaşka olan Jakob'u okumak beni çok memnun etti. Walser'in anlatımına hayran kaldım, tüm kitapları çevrilsin de okuyalım.
Hayal ile gerçeğin kol gezdiği keyifli bir eser ve kendi şahsına münhasır bir yazar ...
Walser hayatının 26 yılını akıl hastanesine geçirmiş ve kitabın da çılgın bir beynin ürünü olduğu belli.Her ne kadar uçuk bir yazar ile karşı karşıya olsak da kitap altı satır satır çizilesi cümlelerle dolu.
Jakob adlı üst sınıftan bir öğrencinin okulda yaşadıkları ve tanıdığı karakterler ile müthiş bir eleştiri yumağı örüyor yazar.Metindeki birçok karakterin toplumdaki bazı karakterlerin temsilcisi olduğunu düşünüyorum.(Yazar da bu tip bir okulda okumuş bir dönem)Kurguyu ve karakterleri çok beğendim.Jakob ayrıca müthiş bir karakter.
Kafka dair birçok yazarı etkileyen sıradışı bir yazardan kısa ama lezzetli bu eseri büyük bir keyifle okudum.
"Yaşam bizden sıçrayışlar bekliyor."
Jakob Von Gunten'in Benjamenta Enstitüsü'ne başlamasını, oradaki yaşantısını, arkadaşlarını anlatıyor. Jakob'ın hayatı sorgulayışını eğer'lerini keşke'lerini ve bunlardan bi anda nasıl vazgeçip her şeyi bir kenara koyup düşünmekten dahi vazgeçişini anlatıyor.
Kurmaca bir karakterin günlüklerinden oluşan bir eser. Yaklaşık yüz sene evvel yazılmış olmasına rağmen son derece güncel ve taze. Kitabın içerisinde neredeyse hiç maddi unsur yok. Yazıldığı döneme dair unsurları içermediği için kitap sanki bu sene piyasaya çıkmış gibi duruyor. Ana karakterin sürüdeki kara koyun olması romanı bambaşka bir yere taşıyor. İnsanlara ve topluma olan bakış açısı bazen sizleri düşünmeye sevk ediyor.
Bu kısacık roman bittikten sonra yeni bir arkadaş edinmiş hissine kapılmak mümkün. Günlük formunda olması nedeniyle karakteri oldukça yakından tanıyabiliyorsunuz. Satır aralarında çeşitli eleştiriler bulunan bu roman yazıldığı dönem için çok radikal düşünceleri içinde barındırıyor. Hatta bugün bile kabul görmesi bazı toplumlarda zor olan detaylar mevcut.
Hayatı boyunca oradan oraya sürüklenmiş olan Robert Walser öteki olmayı birebir deneyimlemiş biri. Yazarın aidiyetsizliği bu kitapta kendini alenen belli ediyor.
Tanner Kardeşler ile tanışıp hayran kaldığım yazarın bu kitabı da sevdiğim bir kitap oldu. Uşaklık eğitimi veren bir enstitüye başlayan Gunter'in güncesini okuyoruz.
Enstitü bir otorite ve sorgulayan , anlamaya, kendi olmaya çalışan Gunter'in otorite karşısındaki durumu, fikirlerinin zamanla nasıl değiştiğini okurken sorgulamadan gecemiyorsunuz. Sanırım kitabin en etkileyici alıntısı su oldu benim için;
" Teoride erdemliyim, peki ya konu pratiğe geldiğinde? Değil mi ya, evet, o zaman işler değişiyor. İşte o zaman insan başarısız oluyor, insanın tüm hevesi kaçıyor."
Birçok yazarı tetiklemiş bir roman olarak bu kitapta cidden oldukça sağlam bir sorgulama var. insanın toplum içindeki yeri gibi fazlasıyla konuda yazar düşüncelerini çok güzel ortaya koymuş. Okumalısınız.
1909'dan gerçekçi bir günlük: Nitelikli edebiyat
İsviçre edebiyatının büyük ismi Walser, bu ilk romanını 1909'da yazmış. Eserin adı da olan başkarakterin o zamana kadar pek görülmeyen gerçekçiliği ve kurgu yapısı (günlükler) Batı edebiyatının tüm dev isimlerini (Kafka,Proust,Joyce,Musil...) etkilemiş neredeyse.
Temelinde, yatılı bir enstitüye uşak olabilmek için giden 17 yaşında soylu kökenden bir çocuğun okuldaki eğitim ile gerçek dünya arasındaki bocalamalarını kapsıyor kitap. Hazırlanan meslek gereği de olsa; okulda titizlikle öğretilen aşırı sabır, beklemeyi bilmek, kahkahayla değil gözlerle gülebilmek (göz kırpmak yasak), her ne olursa olsun görevleri yerine getirmek ve kurallara uyum, ergenlik çağındaki gençlerde ve özellikle kibirli Jacob'ta büyük sorular doğuruyor. Zira bu kurallar ile dışarıdaki dünyanın farklılığı onu derin düşüncelere ve hayallere yöneltip duruyor.
Kitapta çarpıcı noktalar ise; Jacob'un aşırı (cinsellik!) hayran oldugu arkadaşı, kuralcı ve iyilik timsali olan Kraus 'u Hz.Yusuf ve Karun'a benzetmesi (itaatkarlığı dolayısıyla) ile günlüğüne yazdığı, arada sırada gördüğü hayaller idi. Bu hayallerin birinde; sırasıyla bilgelik, çocuksu masumiyet, ciddiyet, çalışma arzusu, çaba, emekçi, fazilet ve Tanrı'yı görmesi, bir başkasında; bayan hocasıyla okulun iç koridorlarına giderek, Sefalet Bodrum'unu ve Acılar Duvarı 'nı yalaması (fakirliğe alışabilmek) ile Özgürlük Koridoru'nu yüceltmesiydi.
Açıkçası; biyografisinde daha sonra giderek radikalleştigi söylenen yazarın bu ilk eseri; gerek hayata dair sorgulamaların genç bir beyinden aktarılışı ile gerekse basit ama gerçekçi kurgusuyla nitelikli edebiyat adına göz dolduruyor: Okuyun...