Japon sevgisi sanırım daha okula bile gitmediğimiz dönemlerde Tsubasa izleyerek başladı. Yıllar içerisinde animeleri ve modern çizim sanatlarına hayran oldum. Üniversitede Yukio Mişima, Haruki Murakami okuyarak modern edebiyatlarını benimsedim. Bizim jenerasyona iki türlü Japon tarihi anlatıldı. Meiji dönemine denk gelen ve 1868'de başlayan 1945'te son bulan faşist hükümetlerce yönetilen, milyonlarca insanı öldüren, Kore'li kadınları fahişe olarak kullanan, Çin'i ikiye bölen, Avrupa'yı kıskanan bir Japonya anlatıldı. Ki bu tarih yazımı tıpkı bu kitapta olduğu gibi galip ülke Amerika'lı yazarları tarafından yapıldı.
☆☆☆
İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerika tarafından barışçıl olarak işgal edilen Japonya askeri harcamalara %1 bütçe ayırarak ve savaş suçlarının açtığı yaraları kapatarak mükemmel bir büyüme gösterdi. 1990'lı yıllara gelindiğinde en büyük ikinci ekonomi oldu. Bugün baktığımızda kimileri faşist Japonya'yı hatırlar. Kimileri de benim gibi barışçıl, zeki, doğa ile barışık, uzun yaşayan Japonları hatırlar.
☆☆☆
Dünya tarihinin en uzun imparatorluğu 126. imparatoru ile yola devam ediyor. II. Dünya Savaşı'na kadar topraklarına hiç düşman girmemiş. Dünyadan izole, 4000 adadan oluşan, ılıman iklime ve yemyeşil bir coğrafyaya sahip, Asya'nın ilk modern ve kalkınan ülkesi...