İskenderiye Dörtlüsü 1

Justine

Lawrence Durrell

En Yeni Justine Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Justine sözleri ve alıntılarını, en yeni Justine kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bu bizim hastalığımız, bir felsefe ya da ruh durumunun geniş çerçevesi içine her şeyi doldurmaya çalışmak. Ne olursa olsun, Justine’i haklı çıkarmaya ya da bağışlatmaya olanak yok. O, kısaca bütün görkemiyle bir olgudur; ona katlanmak zorundayız, tıpkı ilk günah gibi. Ona nemfoman demek ya da onu Freud’la açıklamaya kalkmak, sevgili dostum, onun bütün efsanesel özünü, onu o yapan şeyi yok etmek olur. O, bütün töredışı insanlar gibi, Tanrıçalık sınırında dolaşan birisi. Bizim dünyamız dünya olsaydı, onu barındıracak tapınakları olurdu, onun aradığı huzuru verebilecek, kendisine aktarılan kalıtın boyutlarının dışına taşabilmesini sağlayacak tapınaklar... Ama cinsel organlarını bisiklet eyerine çevirmiş sivilceli ufaklıklarla dolu şu aşağılık Katolik manastırları değil."
Sayfa 85
Yaşam denen hammadde, ancak gerçekleşmemiş bir olanak olarak vardır, ta ki bir sanatçı çıkıp da onu yapıtına yerleştirinceye kadar. Ah keşke bu aşk hizmetini ben de zavallı Justine’e yapabilsem!
Reklam
Kendi kendimi şöyle avutuyordum: ‘İyi. Sonunda gerçekten sevdim. Bunu başardım:’ ikinci benliğimse şunu ekliyordu: ‘Justine’le paylaşılan bir aşkın sancılarından Tanrı beni korusun.’ Bu anlaşılmaz duygu kutuplaşması hiç ummadığım bir şeydi. Aşk buna deniyorsa, o zaman benim daha önce hiç görmediğim bir bitki türü olmalıydı. Justine bir keresinde, ‘O sözcüğün cehennemin dibine kadar yolu var,’ demişti, ‘Elizabeth döneminde «God» sözcüğünü nasıl tersten okumuşlarsa ben de onu tersten okumak isterdim. sözcüğü benim yanımda sakın kullanma.’» «Love»ı «evol» yapıp «evolution» ya da «revolt»a katmak.
Sayfa 82
(...) Onunla burada el sıkıştık _zihnin zorladığı akıl yürütme yordamından çok, merak ve şaşkınlığın daha önemli göründüğü sallantılı yargıların ahlakdışı dünyasında. Pencere camını buğulandırmamak için insanın soluğunu tutarak sessizce beklediği bir yerdir burası. Onu işte böyle gözettim. Onun için çıldırıyordum.
«Bundan sonra ta o geceye kadar başka hiçbir şey anımsamıyorum _denize bakan ayışığıyla ıslanmış balkondaki o olağanüstü yaz gecesine kadar. Beni susturmak için ağzıma kapanan ılık bir el ve şöyle konuşan bir ses: ‘Çabuk. Engorge moi _arzudan arzusuzluğa _bu işi bitirelim.’ Anladığıma göre beni kendi hayalinde tüketmişti bile. Bunları öylesine bir bıkkınlık ve alçakgönüllülükle söylüyordu ki, onu sevmemek kimin elindeydi?»
Engorge_ beslemek, doldurmak, tıkamak
Nasıl olmuşsa olmuş, sanki dünyasında bir boyut eksilmiş gibiydi ve aşk içsel bir putataparlığa dönüşmüştü. Ben bunu başlangıçta yıkıcı, kendi kendini tüketici bir bencillik sanmıştım, çünkü bir kadınla bir erkek arasındaki sevginin temelini oluşturan küçük bağlılık kurallarından hiç haberi yokmuş gibi görünüyordu.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.