Çetin Altan

K Dergisi - Sayı 58

K Dergisi

K Dergisi - Sayı 58 Sözleri ve Alıntıları

K Dergisi - Sayı 58 sözleri ve alıntılarını, K Dergisi - Sayı 58 kitap alıntılarını, K Dergisi - Sayı 58 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...karanlıkta yürümeyi çoktan öğrenmişti dean, evin herhangi bir yerinde sızıp kalma ihtimali çok yüksek olan babasına çarpmamak ve biraz önce yüzünde patlayan tokatların ardından gelen ağlama krizinden uyku aracılığıyla kurtulan annesini uyandırmamak için... ... (cansu yılmazçelik'in ''dean koontz'' yazısından)
Sayfa 22 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
...''tatar çölü, hayatımın kitabı'' ... (dino buzzati)
Sayfa 20 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
Reklam
...büyük gözaltı romanı, cinayet işlediği gerekçesiyle hapse atılan ve işkence odasında bu cinayetini itiraf etmesi istenen bir adamın öyküsüdür. fransızca baskısının önsözüyle türkiye'yi anlatır niteliktedir: ''bu romanda anlatılan, kişisel bir serüvenin ötesinde, her çeşit baskıya özel bir eğilimi olan bir toplumun öyküsüdür'' ... (ali abaday'ın ''çetin altan'' yazısından)
Sayfa 16 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
...12 mart gelir ve normalde 24 saat olan gözaltı süresine rağmen çetin altan, sıkı yönetim komutanı faik türün'ün emriyle 15 gün tutulur.on beş günün sonunda salıverme kağıdını imzalatırlar ama bırakmazlar. bu gözaltından sonra 3 ay da maltepe askeri cezaevi'nde kalır. sışarı çıkınca hemen daktilosuna sarılır ve ''büyük gözaltı'' isimli romanını yazar. bu roman, 1973 yılında orhan kemal roman ödülünü alır... ... (ali abaday'ın ''çetin altan'' yazısından)
Sayfa 16 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
...bu yaşadığımız dünya gerçek miydi? tarih ve zaman gerçek miydi? ya birileri, bizim zamanı böyle görmemizi istemiş ve öyle yapmışlarsa? ilaçlarla, gazlarla, iletişimle, reklamla bir yapay dünya yaratmış ve bizi de onun içinde yaşamaya mahkum etmişlerse?... .... (lemi özgen'in ''solaris'e yolculuk'' yazısından)
Sayfa 3 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
...kağıtta şam'daki fransız okulunun ali ahmed'i beklediği yazıyordu. tartus'a vardığında oniki senede mezun veren okulu dört yılda tamamlayacağını bilmiyordu. şam üniversitesi'nde onu, şiirler yazacağı ve ülkesinde konuşlanmış fransız kuvvetlerine karşı örgütlenen direnişçilerle birlikte geçireceği hareketli bir dört yıl bekliyordu. edebiyat ve felsefe öğrenimini tamamladıktan iki yıl sonra, lübnan'lı bir edebiyat eleştirmeni olan halide salih ile evlendi. aydın bir ailenin kızı olan eşine adını, yazar halide edip adıvar'a hayranlık duyan babası vermişti. kendisi ise çoktan adonis imzası atmaya başlamıştı şiirlerinin altına. etkileyici buluyordu yunan mitolojisinin ''adonis''inin varoluş hikayesini... ... (perihan özcan'ın ''adonis'' yazısından)
Sayfa 9 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
Reklam
...yalnızlığından kurtulmak için tek bir çıkar yolu vardı: yazmak... ... (cansu yılmazçelik'in ''dean koontz'' yazısından)
Sayfa 22 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
Değişen bir şey yok
...mehmet ali aybar'ın teklifiyle tip'e girer. artık yıllardır gazete sütunundan söylediklerini kürsüden söylemektedir. 19 şubat 1968 günü bütçe görüşmeleri sırasında içişleri bakanının nâzım hikmet'e hain demesi üzerine altan, oturduğu yerden; --''en büyük şair idi nâzım'' der ve meclis birbirine girer. adalet partililer, çetin altan'ı linç etmeye çalışırlar. kafasına tabanca kabzası ile vurulmak istenirken, yunus koçak'ın üstüne kapanmasıyla ona isabet eder... ... (ali abaday'ın ''çetin altan'' yazısından)
Sayfa 16 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
...kırımlı kıpçakiskiler'den, tatar hasan paşa'nın kızı nurhayat hanım ile islimye'den bergama'ya göçmen olarak gelen hacıgözümler'in oğlu halit bey 1926 yılında evlenirler. 22 haziran 1927 günü bir oğulları olur. adını altan koyarlar. 1936 yılında soyadı kanunu çıkıp da alacak bir soyadı için düşünen halit bey, dünyadaki tek varlığım dediği oğlunun ismini soyadı olarak alır ve altan o günden itibaren ''çetin altan'' olur... ... (ali abaday'ın ''çetin altan'' yazısından)
Sayfa 13 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
...kral babasıyla sevişen ve bu yüzden kendisine hayat veren erkek tarafından ölüme mahkum edilen, ama araya giren tanrılar tarafından mersin ağacına dönüştürülen myrra'nın kabuklarından doğmuştu adonis. güzelliğine aşık olan afrodit'le, onu saklasın diye emanet ettiği persephone tarafından paylaşılamayınca, kıskanç artemis'in üstüne saldığı yaban domuzunun boynuzuyla yaralanmıştı ve son nefesini verdiği sırada karnından bahar çiçekleri açmıştı. doğum ve ölüm demekti ''adonis'' ismi şair için... ... (perihan özcan'ın ''adonis'' yazısından)
Sayfa 9 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
Reklam
...demokrat parti karşıtı yazarlar şevket rado ile bedii faik'in radyonun yeni yapılanmasında başdanışman olacaklarını öğrenip, bu durumun ikisinin de hükümet yönünde kaydıkları anlamına geldiğini yazınca, altan hem dünya hem de akşam'daki işini kaybeder.... .... (ali abaday'ın ''çetin altan'' yazısından)
Sayfa 15 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
Adonis
...''hiç kimse tarafından kurulmamış, miras bırakılmamış bir ülkenin yurttaşıyım''... ...
Sayfa 10 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
Stanislaw Lem
...'ölümsüz olmanın ilk adımı, ölmektir''... ....
Sayfa 7 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
...nefret ediyordu bu kitaplardan. bilimkurgu yazan bu sözüm ona yazarlardan ve onların eserlerinden nefret ediyordu. bu insanlar yeni bir fikir üretmek şöyle dursun, konularını ve yazma biçimlerini bile değiştirmiyorlardı. birkaç fizik kuramı, sonra eski ingiliz ütopyacılardan aşırılmış ve asla gerçekleşmeyecek olan bir toplum biçimi, uyduruk bir yıldız haritası ve bu saçma sapan yazılarını kurtaracak hep o uzaylı, yeşil renkli, dikenli yaratıklar. insan düşüncesine ait en küçük kırıntı yok... ... (lemi özgen'in ''solaris'e yolculuk'' yazısından)
Sayfa 3 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
...pennsylvania'nın dağlık toprakları üzerinde uğuldayan rüzgâr, dean ray koontz'un 1945 yılında gözlerini açtığı evlerinde de aynı süratle eserdi. annesi, hayatının önemli kısmında sağlık sorunlarıyla boğulan bir kadın; babası da sonradan akıl hastalığı teşhisi konacak olan bir alkolikti. koontzlar'ın evi, ilaç ve alkol kokar, birer nöbet gibi tekrarlanan şiddet seanslarının sonunda uzun haykırışlar ya da acı yüklü hıçkırıklarla dolardı... ... (cansu yılmazçelik'in ''dean koontz'' yazısından)
Sayfa 22 - 9 kasım 2007 sayı 58Kitabı okudu
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.