"Bazen insana hiçbir sey 'hatırlamak' kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar. Unutamamak.. Belleğin kaçınılmaz intikamı." diyerek başlıyor yazar ve daha başlar başlamaz etkisi altına alıyor okuyucuyu, oldukça merak uyandırıcı bu satırlarla..
Ah öyle güzeldi ki, bu kadar seveceğimi tahmin etmiyordum açıkçası.
Yazarın ilk romanı, benim de Sevgili Aslı Erdoğandan okuduğum ilk kitap oldu.
Yazar aynı zamanda, edebiyata atılmadan evvel Fizikçi imiş, bu önemli detayı vermek istedim, kitabı okuyanlar anlayacaklardır.
Şöyle ki; kitapta bahsi geçen karakter de Fizikçi bir Kadın.
* Tesadüf mü ola ki? *
Açıkçası yazarın da aynı meslekten geldiği bilgisini kitabı bitirdikten sonra öğrendim ve kitap daha da anlamlandı benim için.
Belki de yazarın yaşadıklarından esinler var diye düşündürdü, gerçekten böyle bir hikâyenin yaşanmış olması ihtimali bile inanılmaz hisler bıraktı bende..
Kitap; Fizikçi olan genç kadının iş için, bir ekiple çıktığı Karayipler seyahatinde başına gelenleri konu ediniyor. Buldukları, karşılaştıkları, yaşadıkları, farkettikleri, kaybettikleri ve dahası..
Oldukça hızlı aktı diyebilirim, sürükleyiciliği muazzamdı.
Okurken karakterle birlikte yaşadım; okyanusu, güneşi, kumu, sıcaklığı, o muhteşem havayı onunla soludum sanki.
Ve tabii Aşkını, korkusunu, endişesini, sevgisini, merhametini, acıma duygusunu, yalnızlığını, travmalarını, kendini bulmasını, dönüşümünü nasıl da ilmek ilmek hissettirdi okurken.
Acayip bir yolculuk oldu ve bir o kadar anlamlı.
-Ben de tıpkı senin gibi "Kabuk Adamı" unutmayacağım!