İnsan bir şeyi murad ederken, bu iradesi nasıl harekete geçiyor?
İrade etme iradesi nereden geliyor?
Acaba bu irade, bir ucundan Allah'ın iradesine temas etmeseydi, insan irade etmiş olabilir miydi?
İbn Abbas'tan:
Sen Allah'ı gözet ki, Allah da seni gözetsin, Allah'ı gözet ki, O'nu önünde bulasın. İsteyeceğinde Allah'tan iste. Yardım talep edeceğine Allah'tan talep et.
İyi bil ki, ümmetin tamamı sana bir şeyle yarar sağlamak için toplansalar, Allah'ın senin için yazmış olduğundan başkasıyla yarar sağlayamazlar. Hepsi birden sana bir şeyle zarar vermek için toplansalar, Allah'ın sana yazmış olduğundan başkasıyla zarar veremezler. Artık kalemler kaldırılmış, sahifeler kurumuştur.
(Tirmizî ve Ahmed. Sahih li-gayrihi)
Diyebiliriz ki, kader konusunda sadece akıl insanı Mutezilî, sadece gönül ise Cebrî yapar. Sufilerin sonunda Cebrî bir kader anlayışına sahip olmaları da bundandır.
Hasan Basrî'den;
Allah'ın kitabında kalbe inşirah vermeyi ya da kalbi daraltmayı zikretmesi;
O'nun kullarına bir rahmetidir ve hikmeti gereği gönül inşirahı hak ettikleri bu amellere bir teşvik, yine O'nun hikmeti gereği kalplerini daraltacak amelleri yapmalarına karşı da bir isteksizlik vermek içindir.
Kur'ân'ı Kerim'e inanan herkes kâinatta bir düzenin, bilinçli bir takdirin ve hesabın olduğunu kabul eder. Hücreden makrokozmoza kadar her şeyde bu bilinçli düzen görülebilir.