Kaderci Jacques ve Efendisi

Denis Diderot

Kaderci Jacques ve Efendisi Gönderileri

Kaderci Jacques ve Efendisi kitaplarını, Kaderci Jacques ve Efendisi sözleri ve alıntılarını, Kaderci Jacques ve Efendisi yazarlarını, Kaderci Jacques ve Efendisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nereye gidiyorsun? diyorum. Şu hergelelerin akıllarını başlarına getirmeye. Kaç kişi olduklarının farkında mısın? İsterse yüz kişi olsunlar. Alınlarına yazılmışsa kalabalık olmalarının hiç önemi yoktur. Sana da, şu dilinden düşürmediğin tekerlemene de lanet olsun!
Söylediklerim için bana minnet duyuyorsanız, söylemediklerim için daha da minnettar olmalısınız.
Reklam
Efendi: Aşık olacağın kadın bu değil mi? Jacques: Aşık olduğum için bana kim ne söyleyebilir? Âşık olmak veya olmamak insanın elinde midir? Aşık olduktan sonra, âşık olmayanlar gibi davranmak mümkün müdür? Alnıma yazılmışsa, sizin bana söyleyeceğiniz her şeyi söyleyecekleri, beni tokatlayacakları, kafamı duvarlara çarpacakları, saçlarımı çekecekleri kesindir, ne bir fazla ne bir eksik; bu işlerin hepsi başıma gelecek ve nihayet kurtarıcım da boynuzlanacaktır. Efendi: Senin gibi düşünülürse, her cinayet vicdan azabı çekmeden işlenebilir. Jacques: Söyledikleriniz benim kafamı da öteden beri kurcalamaştır. Fakat bütün bunlara rağmen yüzbaşımın şu sözünü daima tekrarlıyacağım: Şu dünyada başımıza gelen iyi veya kötü her şey alnımıza yazılmıştır. Bu yazıyı silecek bir çare biliyor musunuz efendim? Olduğumdan başka biri olabilir miyim? Daima olduğum gibi kaldığıma göre başka türlü davranabilir miyim? Hem kendim olarak kalıp hem de bir başkası olabilir miyim? Dünyaya geldiğim günden beri başka biri gibi davrandığım bir an var mıdır? İstediğiniz vaazı verin; belki doğru düşünüyorsunuz; ama alnıma yazılanları beğenmemi nasıl düşünebilirsiniz? Efendi: Aklıma bir soru geliyor: Kurtarıcın alnına yazıldığı için mi boynuzlandı, yoksa kurtarıcına boynuz takman senin alnına mı yazıldı? Jacques: İkimizin alnına da yazılmış olmalı. Bu, âdeta yavaş yavaş açılan büyük bir kâğıt rulosuna benzer...
Jacques, düşen yahut yerden kaldırılan kadına: "Üzülme kadınım, kabahat ne sende, ne doktorda, ne bende, ne de efendimde: Bugün doktorun gevezelik edeceği, efendimle benim aksiliğimizin tutacağı, başınızın yarılacağı ve kalçalarınızın görüleceği alnınıza yazılmış..." Sizi ümitsizliğe düşürmek gibi bir fantezim olsaydı bu hikâye nasıl da dallanıp budaklanacaktı! Bu kadını önemli bir şahsiyetmiş gibi gösterir, onu civar köylerden birinin rahibinin yeğeni yapardım. Bu köyün halkını ayaklandırırdım. Kavgalar ve aşk maceraları uydururdum. Çünkü bu köylü kadınının vücudu güzeldi. Jacques ve efendisi bunun farkına vardılar. Aşk hiçbir zaman bu kadar çekici bir fırsatı kaçırmaz. Jacques neden ikinci defa sevdalanmasın? Neden ikinci defa olarak efendisinin rakibi, hem de tercih edeceği bir rakibi olmasın? Daha önce böyle bir durumla karşı karşıya kalmış mıydı? Hep sorular!
Ehl-i tıbbın kendini “ortaya koyma hevesi”nin tarihselliği…
Mesleğim icabı karışıyorum. Ben cerrahım, bunu da hemen size ispat edebilirim. Atının arkasında götürdüğü kadın: "Yolumuza gidelim ve cerrah olduğunuzu öğrenmek istemeyen bu beyleri kendi hallerine bırakalım..." dedi. Hayır, diye cerrah cevap verdi; onlara cerrah olduğumu göstermek isterim; göstereceğim de...
Görüyorsunuz ya, okuyucum, işim tıkırında. Efendiyi de uşağı da birbirinden ayırıp keyfimin istediği yere göndererek, Jacques'ın aşk maceralarını dinlemek için sizi bir yıl, iki yıl, üç yıl bekletmek tamamıyla benim elimde. Efendiyi evlendirmekten, sonra da ona boynuz taktırmaktan beni kim alıkoyabilir ki? Sonra Jacques'ı da bir gemiye bindirip adalara gönderemez miyim? Efendisini de oralara götürdükten sonra ikisini de aynı gemi ile Fransa'ya döndürmek elimde değil mi? Hikâye yazmak ne kolay bir şey!
Reklam
597 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.