"Nasıl karşılaşmışlardı? Herkes gibi tesâdüfen. Adları neydi? Ne önemi var ki? Nereden geliyorlardı? En yakın yerden. Nereye gidiyorlardı? İnsan nereye gittiğini bilir mi? Ne diyorlardı? Efendinin bir şey dediği yoktu, kaderci Jacques ise yüzbaşının, "Burada başımıza gelen iyi ya da kötü her şey yukarıda yazılmıştır," dediğini söylüyordu.
ilk sözü: 'Hele bir mataraya danışalım!' Son sözü de: 'mataramın ve benim fikrimiz bu!' oldu. Hâl böyle olunca, kader, onun kafasının içinde sustuğu zaman, matarasında konuşurdu."
Merhabalar sevgili kitap dostlarım. Bugün sizleri Klâsik romanlardan farklı, hâttâ klâsik romana tepki niteliğindeki Diderot eseriyle, "Kaderci Jacques ve Efendisi"yle tanıştırmak istiyorum. İsmi sizi yanıltmasın, bu bildiğimiz ~köle-efendi~ üzerinden kurgulanmış bir metin değil; aksine, okudukça hangisi köle, hangisi efendi diye sorgulamaya başlatan bir metin: Öykünme (pastiş), yansılama (parodi) ve ironi (ince alay) harmanı diyebilirim. Her ne kadar eğlenceli bir metin gibi gözükse de felsefî derinliği oldukça fazla: Şöyle ki; Vâroluş sorunları, ahlâk-etik, kader-özgür irâde rekâbeti ve bu rekâbet arasına sıkışıp kalmış insanları temsilen, iki metaforik karakterin diyaloğuyla başlayan bir metin; ha bir de hikâye dolu dizgin devam ederken, araya Diderot'nun girmesi ve karakterlere müdahale etmesiyle daha da garip bir hâle gelen bir metin diyebilirim. Örneğin Kaderci Jacques için kader, ona dokunan ya da yaklaşan her şey; atı, efendisi, bir rahip, bir köpek, bir kadın, bir katır, bir kuzgun vs. iken, Efendi, tam zıttı, özgür irâdeci... Ezcümle: Seyreyleyin çekişmeyi, seyreyleyin diyalektiği...
Diderot, büyük bir dâhi olarak söz ettiği L. Sterne'ye ve eserine (Tristram Shandy: Beyefendi'nin Hayatı ve Görüşleri) de yer yer selâm gönderir. Yeri gelmisken, bir selam da ben göndereyim,
"Bir insan kendisinin efendisi değilse, o kişi özgür değildir." Sözünün sahibi (Filozof) köle-Epiktetos'a da selâm olsun. 🖑
Roman görünümlü fakat roman olmayan bu metin, öykünme (pastiş), yansılama (parodi) ve
ironi (ince alay) harmanı. Türü sevenlere tavsiye ederim. Kitap, sağlık ve sevgimle ..
#dipçem
*Pastiş (öykünme) ve Parodi (yansılama) işlemleri yazın alanında metinlerarasılık olarak ifade edilen kavramlardır.
*Parodi ve Pastiş, birbirlerine çok yakındır.
*İki teknik de önceki eserleri taklit eder, fakat amaçları farklıdır.
*Böyle olunca, eseri taklit ettikleri tarz da değişir.
*Parodi komiktir, Pastiş ise ciddi.