Gerbner’in çalışmalarına yön veren temel hipotezi, kültürel imgeleme yoğun olarak maruz kalmanın, izleyicilerin gerçeklik kavrayışına etki edeceği yönündedir. Ekme hipotezi, televizyon seyretmenin yaşam boyu süren kümülatif etkisini belirten etkili argümanlardan birisidir.46 Gerbner, sistemli biçimde televizyon dünyası ile gerçek dünyanın farklılıklarını açığa vuran bir araştırma yürütmüştür. Araştırma sürecinde, Gerbner, “sembolik imha” adım verdiği bir fenomene dikkatini yoğunlaştırmıştır. Örneğin bu fenomende, temel sosyal gruplar (beyaz, yetişkin, erkek, orta sınıf) aşırı bir şekilde temsil edilirken, diğerleri neredeyse görmezden gelinir.47Gerbner, bu kitlesel çarpıtmanın televizyon izleyicilerinin bir bütün olarak dünya görüşünü nasıl etkilediğini ölçmeye çalışır. Onun çalışması, televizyon dünyasının en fazla çarpıtıldığı noktalarda, çok televizyon seyredenlerin televizyonun gösterdiği şekliyle dünyayı tanıdıkları ve bu dünyanın, gerçek dünyadan farklı olduğunu belirtir. Bu sahte dünyanın “ekilmesi” ve ona göre davranılmasını sağlayan iki mekanizma, Gerbner ve arkadaşları tarafından “ana akıma dahil etme” ve “rezonans” olarak kavramlaştılır.48 Bu hipotezin bir araştırma stratejisiyle test “edilmesi ekme analizi” olarak adlandırılır. Hipotezi, “Ekme Analizi” olarak adlandırılan araştırma stratejisi ile test etmek “Ekme Kuramı”na doğru acılan bir kanı olmustur.49