Sözler ve Alıntılar
Aile mesuliyetleri ve "kadınca küçük tasalar"dan yoksun olan erkekler, kendilerini eşit "yurttaşlar" topluluğu ve aynı düşüncelere sahip araştırmacılar "cumhuriyeti"nin parçası olarak görüyordu.
Sayfa 41 - İletişim Yayınları
Göçmen kadınların içerisinde bulundukları neoliberal politikalar, ırkçılık, düşmanca ve güvensiz durum, kısmen Batı dışındaki bazı aktivistlerin, örneğin Batı'nın cinsel kimlik kaygılarını tamamen zırvalık olarak görmesine yol açıyor.
Güney Afrikalı bir aktivist, Güney Amerikalı erkeklere karşı batılı tarzda bir eşit haklar mücadelesine ilginin olmadığına işaret etmiştir: "Afrikalı kadınların yalıtılmış bir feminist harekete odaklanmaları ve oluşturmalarının gerektiğini iddia etmek... Afrikalı kadınların Afrikalı erkeklerle eşit bir biçimde ezilebilmek için mücadele etmesi gerektiğini ima eder."
Postkolonyal bakış açısı
İkinci Dünya Savaşı'ndaki Almanlar, Avrupa'daki emperyalist yayılmalarının bir parçası olarak, toplama kamplarında genelevler kurmuştu. Kadın tutsaklar, seks yapma "hakkını kazanmış" erkek tutsaklarla cinsel ilişkiye girmeleri karşılığında, daha fazla yiyecek ve daha iyi barınma imkanı elde ediyordu. Emperyalizmin ve emperyal savaşların mirası, küresel toplumsal düzende kadınların konumunu anlamak açısından önemlidir.
Şilili yazar Isabel Allende, kadınlara nesiller boyu zulmeden gerçeküstü erkek karakterler ördü. Ruhlar Evi (1982) ve daha sonraki eserlerinin Şili diktatörlüğünün ve baskıcı erkek ayrıcalığının damarına basması sonucu ölüm tehditleri aldı.
Allende, makropolitik durumu ya da içinde yaşadığı toplumsal koşulları dönüştüremese de, bunlarla mücadele ederek kendi öznelliğini geliştirdi.