You can find Oldest Kadın - İkinci Cins 1 books, oldest Kadın - İkinci Cins 1 quotes and quotes, oldest Kadın - İkinci Cins 1 authors, oldest Kadın - İkinci Cins 1 reviews and reviews on 1000Kitap.
Biz , kadınlara yöneltilen saldırıların çokluğu ve sertliği karşısında yılmayacağımız gibi ; ne 'sahici kadın'a yağdırılan çıkarcı övgülere kanıp aldanacağız ; ne de paylaşmaya yanaşmadıkları alın yazısının erkeklerde uyandırdığı çoşkunluğa kapılacağız.
Kadında biçim değiştirmiş doğayı yakalamak isteyen erkek, bu yüzden onu yapaylığın kölesi haline getirmektedir. Kadın ne salt fizik , ne de salt anti-fiziktir; ve bu iş yalnız maşayla saç kıvırmaın , balmumuyla kıl almanın uygulandığı uygarlıklarda değil kara derili kadınların yaşadığı Afrika yaylalarında, Çinde ve dünyanın dört bir yanında da böyledir.
"Kentsoylu toplumda kadına düşen başlıca rollerden biri, temsil etmek'tir: güzelliği, çekiciliği, zekası, inceliği, tıpkı arabasının dış görünüşü gibi, kocasının servetinin dış belirtileridir."
"Kadın aracılığıyla, der Kİerkegaard yazılarından birinde, düşünsellik yaşama girer, kadın olmasa erkeğin hali nice olurdu bilmem? Pek çok erkek, bir genç kızın yardımıyla üstün yetenekli olmuştur... ama evlendiği kız sayesinde üstün yetenekli olanına rastlanmamıştır bugüne dek..."
Bazı bölümlerinde sıkılsam da genel anlamda, döneminin yazarlarınında dediği gibi okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Kitap, kadının çocukluktan genç kızlık dönemine kadar, kadına tarihsel, sosyal ve cinsel anlamda nasıl bakıldığını, bu bakışı hangi ''sosyal tabuların'' ve ''eril yaklaşımların'' oluşturduğunu güzel şekilde incelemiş.
Saint Thomas da, ustasının ardından; "kadının yarım kalmış bir erkek", "rastlantısal" bir varlık olduğunu buyurur. Tevrat'taki Dünya'nın Yaratılışı bölümü de zaten bunu simgelemektedir; burda Havva, Bossuet'nin deyimiyle Adem'in "fazla gelen kaburga kemiği"nden yapılmış bir varlık olarak gösterilmektedir. İnsanlık dediğimiz şey erkeklerden oluşmuştur ve erkek kadını kendi varlığı içinde değil, kendisine göre tanımlamaktadır; kadina özerk bir varlık gözüyle bakmaz.
İşçiler konuşurken "biz işçiler" derler. Zenciler de öyle. Kendilerini özne olarak ortaya koymakla kentsoyluları, Beyazları "ötekiler" haline getirirler. Kadınlarsa -birtakım soyut gösteriler olmaktan öteye geçmeyen kurultayların dışında- hiçbir zaman "biz kadınlar" demezler; erkekler "kadınlar" derler, kadınlar da bu lafı kendileri için kullanırlar; ama kendilerini sahici birer Özne olarak ortaya koymazlar.
Eflatun, Tanrı'ya önce kendisini köle değil de özgür bir insan, sonra da kadın değil de erkek yarattığı için şükretmekteydi. Ama erkekler bu ayrıcalığı sonsuza dek sürecek, mutlak bir hak olarak görmeseler, bu denli sevinmezlerdi: onlar, üstünlüklerini hak haline getirmeye çalışmışlardır.