Kadından Kentler

Murathan Mungan
Sanki daha çocuk denebilecek yaşta yaşamı ümitsizce sevmişti.Zaten sanat dedikleri ümitsizlerin yaşama sevinci değil miydi?
Çocukluğu radyolu yıllarda geçmiş çoğu Türk Sanat Müziği meraklısı gibi O da iyi bir şarkı hafızası sahibiydi .
Reklam
Hayatta birden bire her şey değişir ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Meltem'e de öyle olmuştu. Yaşamında bir şey değişmişti ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmamıştı. Öğrenmişti. İnsan masumiyetini bazen bir başkasının günahıyla kaybeder. Meltem'e olan da buydu .Öğrenmişti hayatta herkese gücünü veren başka bir şeydir. Ona da gücünü, yaşadığı bir yıkım kazandırmıştı.
Zamanın içimi sızlatmasının tadını çıkaracak kadar çok şey yaşamış olduğumu, hatta farkına varmaksızın yaşlandığımı düşünürdüm. "Semt-i dildare bu demler seferin var mı sabâ. " Sözlerini pek anlamadığım şarkılar neden bunca derine işlemişti?
Kaşlarını hafifçe kaldırıp, ağzının sol yanına topladığı dudaklarıyla gamzesini çukurlaştırarak sözlerinin arasında ne zaman böyle bir sessizlik koysa, koyu mavi gözlerinin derinlikleri muzipçe menevişlenirdi. Böyle durumlarda sözlerinde hep söylemek istediğinden fazlası var demekti.
"Kalbim yine üzgün seni andım da derinden, geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden..." " Hepsinin bestekarlarını nasıl tanıyorsunuz?" diye sorardım. " Bilmeme gerek yok" demişti bir keresinde. "Mesela Selahattin Pınar'ı hüznündeki zerafetten tanırım ben."
Reklam
"Dinliyorum uzakları bazen, kalkıp derin bir uykudan"
Ömrünün kalan kısmını okumak istediği kitaplara ayırmak istiyordu. İçinin yaşamasına izin veren yalnızca kitaplar olmuştu.
O duygularını başkalarıyla konuşabilen, içini göstermekten çekinmeyen, kalbi cömert insanlardan değildi.Her zaman onun verdiği kadarıyla yetinmek zorundaydınız.
Reklam
Geçmişini unutmaya çalışan biri için maziden gelen herkes, bir çeşit tehdit ya da tehlikedir. Bunca yıl sıkı sıkıya kapalı tutulmuş kapılar onlarla zorlanır, bastırılmış anılar onlarla silkinmeye çalışır, belleğin kuytularına itilmiş nice ayrıntı onların sorularının tazelediği çağrışımlarla yeniden gün ışığına çıkar.
Bazı huylarını bildiğimiz insanları bütünüyle tanıdığımızı sandığımızı ama günün birinde hiç beklenmeyen şeyleri yapanların da o bizim huylarını bildiğimiz, kendilerini tanıdığımızı sandığımız insanlar arasından çıktığını düşünüyor.