Neden hep kadınlar fedakarlık yapmaya mecburdur?
Doğdukları andan itibaren mücadele etmek zorundadırlar... Korunmak ya da kollanmak... Peki ama kimden?
Kızdır o... İsmi budur... Korumak zorunda olduğu bir zarı vardır çünkü, namusunun garantisi... Evlenene kadar büyük bir özenle korunmalı, saklanmalıdır...
Biliyorum... kızlar evlenirken kız olmalı... olmazlarsa çok fena olur... kızlar el değmemişliklerini, kullanılmamış olduklarını ancak böyle kanıtlayabilirler sahiplerine..S/52
Böyle tarif etmiş Duygu Asena 'kız' olmayı eserinde... Daha neler yazmış, yasaklanmış, toplatılmış. Ama mücadele vermiş yazdıkları uğruna, her kadının verdiği mücadeleler gibi...
Kız çocuğunun dilinden başlamış eser. Genç kız olmuş, kadın olmuş, dul olmuş... Her kalıba sokulmuş kadın... İçine konuşmuş, fısıldamış, çığlık atmış... Kime ne kadarını duyurabilirse... Kim ne kadarını anlayabildiyse... Bazen küçücük bir tebessüme mutlu olmuş, bazen de küçücük bir söze... Gözlerinin ne kadar güzel olduğunu söyleyen bir tatlı dilin peşinden gitmiş mesela. Ya da işinde terfi almasının güzel olduğundan değil de akıllı olduğundan gerçekleştiğini kanıtlamaya uğraşmış. Okumak için mücadele etmiş, çalışmak için daha da fazlası. Kendini kanıtlamak, sadece kendi olmak için koşmuş, koşmuş... Hep mutluluğu aramış, aşkı, sevgiyi.. küçük bir kız çocuğu kırılganlığıyla...
Hep bir isim verilmiş kadına bu hayatta...
Yazarın dediği gibi "Kadının Adı Yok" değilmiş. Varmış adı, önce "İnsan"mış onun adı... İNSAN
Sevgiyle...