Maddeci Bir Feminizm Üzerine

Kadının Görünmeyen Emeği

Gülnur Acar Savran

Kadının Görünmeyen Emeği Gönderileri

Kadının Görünmeyen Emeği kitaplarını, Kadının Görünmeyen Emeği sözleri ve alıntılarını, Kadının Görünmeyen Emeği yazarlarını, Kadının Görünmeyen Emeği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dalla Costa için kadınların savaşımları, feminist oldukları için değil, antikapitalist oldukları için devrimcidir. Dalla Costa, kadınları artık-değer üreticileri ve buna bağlı olarak işçi sınıfının bir parçası kılarak, devrimde kadınların savaşımı için bir yer bulur. Bu da kadınların politik etkinliğini meşrulaştırır.
Reklam
Dolayısıyla, evli kadınlar, karşılıksız emek harcayarak bu durumdan yararlananlar, yani kocaları tarafından sömürülüyorlardır.
Evlilikte kadınların emeğine el konulması ve bu emeğin sömürülmesi tüm kadınların ortak ezilmişliğini oluşturur. Birinin “karı”sı olmaya mahkum edilmiş kadınlar olarak, aynı üretim ilişkisine mahkum kadınlar ancak tek bir sınıf oluşturabilirler.
Global ve kişisel bir ilişki (evlilik) çerçevesinde karşılıksız emek sunulması tam da bir kölelik ilişkisidir.
Bunun tam tersine, evli kadının sunduğu hizmetler belirlenmiş değildir; işverenin, yani kocanın iradesine bağlıdır. Gene bu hizmetlerin karşılığı sabit bir göstergeyle belirlenmemiştir. Yani, kadının bakımı, harcadığı emeğe değil, kocasının zenginliğine veya iyi niyetine bağlıdır.
Reklam
Ücretli, kendi emekgücünü, sunduğu hizmetlere bağlı sabit bir ücret karşılığı satar. Bu hizmetler de miktarca (çalışma saatleri) ve türce (vasıflılık) belirlenmiştir. Eşdeğerlikler, tarafların iyi niyetine tabi olmayan sabit bir göstergeyle belirlenir (yani kapitalist sistemde piyasadaki emeğin global arz ve talebinden oluşmuş bir fiyat): İstihdam eden tarafla istihdam edilen tarafın kimlikleri sözleşmenin koşullarını etkilemediği gibi, değişebilirler de. Sunulan emeğin evrensel bir değeri vardır ve istihdam edenin satın aldığı, ücretlinin de, emekgücünü başka yere satabileceği için, paraya çevirebileceği bu değerdir. Satın alınanın belirlenmiş hizmetler olması, ücretlinin bu hizmetleri miktarca arttırarak veya nitelikçe iyileştirerek kazancını yükseltmesini mümkün kılar.
Şu halde evli kadınların çoğunluğunun bağımsız bir geliri yoktur ve bakımları karşılığı çalışmaktadırlar.
Bu hesaplamayla, kadınların genellikle “neredeyse hiçbir şey” kazanmadıkları saptanır.
Somut Durumun Somut Tahlili
Dışarıdaki işi, kendisini ev işlerinden muaf kılmadığı gibi, bu ev işlerine zarar da vermemelidir. Dolayısıyla kadın, belirli bir ekonomik bağımsızlık elde edebilmenin karşılığında iki işi birden yürütme özgürlüğüne sahiptir ancak. Dışarıda da çalışan evli bir kadının durumu, emekgücüne yasalara uygun olarak el konulmasının açık ifadesidir. Bu durumda, ev emeğinin bedelsiz sunulması, kadının “ev” köleliğinin kabul edilemez bir biçimde dayandırıldığı ekonomik karşılıklılık temelinde haklı gösterilemez. Ev emeğinin kadının bakımının bir karşılığı olduğunu, bu bakımın bir ücrete denk düştüğünü ve dolayısıyla da kadının emeğinin karşılığının ödenmiş olduğunu ileri sürmek artık mümkün değil. Çünkü çalışan kadınlar kendi bakımlarını kendileri sağlarlar ve dolayısıyla da bu durumda ev emeğinin hiçbir karşılığı yoktur.
Reklam
Ama kadınlar dışarıda çalışma hakkına hukuksal olarak sahip oldukları halde, fiilen bu hakka sahip değildirler. Kadının emekgücünün bir bölümüne hala el konulmuş durumdadır, çünkü “aile yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır”, yani ev içi hizmetlerini ve çocukların bakımını karşılıksız sağlamak zorundadır kadın.
Şu halde, aile çerçevesi dışında kalmak kaydıyla, kadınların üretimlerinin hep bir mübadele değeri vardır -bunları mübadele edebilirler. Sanayileşmeyle birlikte, aile üretimi ev işiyle sınırlanır -daha doğrusu kadının buna indirgenmiş karşılıksız üretimine ev işi adı verilir.
Örneğin, kadının tarımsal emeğinin karşılığı, eğer bu çalışmayı aile içinde gerçekleştiriyorsa kendisine ödenmez; yani aile içinde ürettiği bu ürünü piyasada mübadele edemez. Dolayısıyla kendi emek gücünün tasarrufu kadında değildir. Kadının emekgücünün tasarrufunu elinde tutan tek kişi, onun ürününü piyasada mübadele edebilecek olan kocasıdır.
Sosyalist toplumlar da dahil olmak üzere, mevcut tüm toplumlar, çocukların yetiştirilmesi ve ev içi hizmetlerinde kadınların karşılıksız emeğine dayanırlar. Bu hizmetler ancak bir bireyle (koca) kurulan özel bir ilişki çerçevesinde sunulabilir ve mübadele alanından dışlanmış oldukları için de değer taşımazlar. Bunların karşılığı ödenmez. Bu hizmetlerin karşılığında kadınların ellerine geçen, yaptıkları işten bağımsızdır ve onun karşılığı olarak sunulmaz; yani yapılan işin karşılığı olarak hak edilen bir ücret gibi değil, bir bağış gibi verilir. Kocanın tek yükümlülüğü -ki bu da kuşkusuz kendi çıkarınadır- karısının ihtiyaçlarını karşılamak, başka bir ifadeyle onun emek gücünün bakımını sağlamaktır.
Ama bir kez daha belirtelim ki amacımız, bu çizginin noktası noktasına yargılamasını yapmak değil -bu yargılama başka bir yerde yapılacaktır- hareketin bugün önemle ihtiyaç duyduğu bir şeyi, yani kadınların ezilmesinin maddeci bir tahlilinin temellerini ortaya koyma çabasıdır.
192 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.