Kadınlar: En Uzun Devrim

Juliet Mitchell
Kadınlar temeldir, yerleri doldurulamaz; bu yüzden, başka toplumsal gruplarla aynı şekilde sömürül­mezler.
Sayfa 1
Kadınlar işte sömürülürler, ardından eve gönderilirler..
Sayfa 38
Reklam
Kuşkusuz, şimdilik geleneksel değerler sistemindeki en önemli çatlağı, evlilik öncesi cinsel deneyimlerdeki artış oluşturmaktadır. Çağdaş toplumda bu tür ilişkiler artık ne­redeyse meşrulaşmıştır.
Sayfa 60
Kadınların erkekler dünyası içindeki konumları, ezi­len bir azınlığın konumuyla kıyaslanabilir.
Sayfa 2
Sosyalistler, geleneksel olarak, aileyi ya görmezlikten gelmişler, ya da açıktan açığa onu zayıflatmaya çalışmış­lardır; bu tutumun gerekçesi olarak da akraba kayırmayı ve aile bağlarının kişisel başarıları kısıtlamasını göster­mişlerdir. Toplumu, aile dışında bir temele oturtmaya ça­lışan aşırılıklar, acı bir şekilde başarısızlığa uğramıştır. Bir sosyalistin arkadaşlarına ‘kardeş’, bir komünistin de ‘yol­ daş’ diye hitap etmeleri manalıdır. Hayattan alınacak en temel doyum, bir ailenin üyesi olmanın ve o aileyi yeni­ den üretmenin verdiği doyumdur. Bu gerçeği gizlemekle hiçbir şey elde edilmez.
Sayfa 3
Tıpkı, ekonomik sınıfların ortadan kaldırılmasının ekonomik 'aşağı sınıf'ın (proletaryanın) başkaldırmasını gerektirmesi gibi, cinsiyete dayalı sınıfların yok olması için de buradaki aşağı sınıfın (kadınların) başkaldırması gerekir. Her iki durumda da devrim, bir ayrıcalığı elde etmek amacıyla değil, ayrımları ortadan kaldırmak içindir.
Sayfa 23
Reklam
Her siyasal sistem, her zaman özgül bir toplamdır. Bu, sistemin bize, sistem üzerine yaptığımız araştırmaların temeli olarak sunduğu ideolojik formülasyonlarına kuşkuyla yaklaşmamızı gerektirir.
Sayfa 16
Bizim feminist sorular yönelip, bunla­ra bazı Marksist cevap bulmaya çaba harcamamız gerekir.
Sayfa 38
Kadınların Durumu
Bizim başarmamız gereken, aynı zamanda hem yeterince geniş hem de özgül olabilecek bir teori ortaya koymaktır. Kadınların neden hep ezilmiş olduklarını, hem şimdi nasıl ezildiklerini hem de ezilmenin başka yerlerde nasıl farklılaştığını anlamamız gerekir.
Sayfa 37
..bir hareketin ‘olgunlaşmamışlığı’, hiçbir zaman ileriye gitmemek için bir gerekçe olmamalı.
Sayfa 28
Reklam
Hatta belki de başka hiçbir temel sorunun ka­dınların kurtuluşu meselesi kadar unutuluşa terk edilmedi­ğini söyleyebiliriz.
Sayfa 3
'Kadın' ideolojisi, kadını farklılaşmamış bir bütün (dünyanın her yerinde ve her zaman aynı olan 'bir kadın') olarak sunar. Aynı şekilde aile 'kavramı' da bütün zaman ve mekanlar boyunca süren bir birime dairdir; her zaman aileler olmuştur... Ailenin, sürekli olduğuna inanılan yapısı içinde, ebedi kadın yerini bulur. Genel anlayış budur... Kadın ve aile üstüne herhangi bir analizin, bunların sürekli oldukları, anne ile çocuğun monolitik bir bütün oluşturdukları, bir kadının yeri ve doğal yazısının bu olduğu yolundaki ideolojik yaklaşımı çürütmesi gerekir. Teorik analiz ve devrimci eylem, bu bileşimin yapısını kırmak ve kaçınılmazlığını yıkmak zorundadır.
Sayfa 39
... kadınlara, kendilerine ait bir evren de sunulmuştur: aile. Kadının kendisi gibi aile de doğal bir şey gibi görünür, oysa aile kültürel bir yaratıdır. Ailenin oluşmasında ya da oynadığı rolde, kadınların karakteri ya da rolünden daha fazla ölçüde kaçınılmaz olan hiçbir şey yoktur. Doğallık atfedilerek savunulmak istenen bu rol, verili toplumsal tipleri Doğa’nın kendi veçheleriymiş gibi gösteren ideolojinin işlevidir.
Fourier, bir yazısında şöyle diyordu:
Bir tarihsel çağ içinde değişim, her zaman kadınların özgürlüğe doğru ilerleme derecesiyle saptanabilir; çünkü kadın ile erkek arasındaki, zayıf ile güçlü arasındaki ilişki, insan doğasının vahşete karşı zaferinin en belirgin olduğu yerdir. Kadınların özgürlük derecesi, genel özgürleşmenin doğal ölçüsüdür.
Sayfa 5 - Charles Fourier, Théorie des Quatre Mouvements, Oeuvres Completés (1841)
Kadınların neden hep ezilmiş olduklarını, hem şim­di nasıl ezildiklerini, hem de bu ezilmenin başka yerlerde nasıl farklılaştığını anlamamız gerekir.
Resim