Betimleme yeteneğini son dereceye kadar kullandığı bir kitap olmuş.Kendini kentsoylu sayan insanların ahlaksızlık anlayışı ve yaşantısı midenizi bulandıracak düzeyde.Kitaptaki tek bir kişi dışında diğerlerinin yaşantısı,kişilikleri ve ailevi ilişkileri tam bir trajedi...Alıp elinize rahatlıkla okuyabileceğiniz bir kitap.Bana göre hakkı en çok yenilen hak ettiği değeri göremeyen bir yazar Zola.Betimlemeleri çok güçlü kişileri çok özgün kendine has bir anlatımı var.Keyifli okumalar.
Kitabı hiç beğenmedim tamamen zaman kaybından başka bir şey değil. Kitabın kapağını kapattığınızda, bu kitap bana ne kazandırdı diye düşünürseniz hiçbir cevap bulamayacağınız bir kitap.
Pek tavsiye edebileceğimiz bir kitap değil açıkçası. Bir apartmanın sakinleri üzerinden toplumsal yozlaşmayı anlatan bir kitap. Türlü türlü ahlaksızlara ev sahipliği yapan bu apartmanın sakinlerinin çoğu akraba. Roman baş kahraman Octave’ın tanıdıklarının yanındaki bir daireye taşınmasıyla başlıyor. Baş karakter olmasına karşın ahlaklı bir bey
Öncelikle kitabın 19.yy da gectiğini bilmiyordum bendeki baskısının kapağı 20.yy da geçtiği izlenimi verdi. Kitabın içeriğinde tam bir olay örgüsü yok maalesef. Ayrıca sürekli bir entrika içerisinde bir apartmanda sanki herkes iffetsizmiş algısı verdi bana. Tabiki yazar kendince o yaşadığı çağı kitapta günyüzüne çıkarmaya çalışmış ama benim hoşuma giden bir eser olmadı. Kitaptaki kahramanların isimleri başlarda çok karışık geliyor bir sürü ismi okurken kim kimdi diye akılda tutmak zorladı. Yüzeysel bir şekilde okunmasını tavsiye ederim. Yoksa sıkılıp bırakabilirsiniz.
Emile Zola'nın harika apartmanı, okurken sayfaların su misali aktığı, sanki pembe dizi tadında keyifli romanı. İşlerimin yoğunluğu nedeniyle okumam ne kadar zaman alsada okumanızı şiddetle tavsiye ettiğim dolu dolu bir eser. Emile Zola'nın okuduğum ikinci kitabı, kalemi çok güçlü tanışmadıysanız geç kalmayın tanışın derim. Bazen düşündürdü, bazen güldürdü duygudan duyguya geçtiğim çok sevdiğim bir kitap olarak sol yanımda yerini aldı.
