Kadınlara Mahsus kitaplarını, Kadınlara Mahsus sözleri ve alıntılarını, Kadınlara Mahsus yazarlarını, Kadınlara Mahsus yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“ Erkek, kadının birinci düşmanıdır. Aynı zamanda, bu dünyada erkeksiz yaşayamayacağını da öğrenmiştir. Dehasını, tiyatro oyunları, şiirler yazmak için kullanabileceği dehasını yazıyla değil, konuşmasıyla ortaya koyar. Diliyle yönetir erkeği: dırdır eder, yalvarır, dil döker, alay eder, paylar ve Tanrının ondan güçlü yaratmayı uygun gördüğü bu yaratığı; aptallığından ötürü hor gördüğü, kendine zarar verebileceğini bildiği için korktuğu o iri yarı budalayı denetim altına alır. İki cins arasındaki doğal ilişki budur işte. Yalnız şuna dikkat edin. Erkek kadını pek fazla dövmemelidir. Onu öldürmek istemez herhalde. Çünkü öldürürse hizmetçisini kaybedecektir. Sterlinlerle peniler de çok güçlü silahlardır. Hiç kuşkusuz para erkek için de önemlidir ama, hizmetlerinin karşılığında para almadıkları halde, kadınlar için daha da önemlidir. Çünkü yetenek, eğilim ve öğrenimleri ne olursa olsun, her kadın aynı işleri görmek zorundadır. O pırıltılı sterlinleri ele geçirmedikçe, bu işlerden kurtulmanın yolu yoktur. “
“ Bizler cinselliği cennetten kovulmakla bir tutarız hâlâ. Kendi kişisel deneylerimiz bu inancı yaratır bizde. Bana kalırsa, seksin en kötü yanı iyice gelişmemizi bekleyip ondan sonra ortaya çıkmasıdır. Doğumdan ölüme kadar hep okşanıp öpülen yaratıklar olsaydık, cinsellik böyle bir sarsıntı yaratmazdı belki. Ama ne beni sık sık öpen, okşayan olmuştu, ne de Mira’yı. Onun için de tenimizi bir başkasının tenine değirmek için duyduğumuz güçlü istek bir kuralın çiğnenmesi gibiydi. “
Geçen yılın sonunda başkadım diye işaretlemiştim kitabı. Ama bu ay okumaya başladım. Kalın romanlar korkutuyor beni sanırım. Bu kitap hiç bitmeyecek gibi geldi çoğu zaman ama iyiki okudum. Gerçekten sevdim kitabı.
Bu satırlardan sonra kitap içeriğinden bahsedeceğim, bundan hoşlanmayanlar incelememi burada bırakabilir.
Kitap bir kadın tarafından
"İnsanları bir arada tutan nedir? Ve neden böylesine nefrer ediyoruz birbirimizden? Dindar bir tavırla başımızı iki yana sallayıp yoo, nefret iyi bir şey değildir, insanlardan nefret etmemeliyiz, demeyin şimdi. Nefret ediyoruz. Bir zorunluluk gibi bu. Benim öğrenmek istediğim, nedeni!..."
"Adalet yoktur. Geçmişi silmenin yolu yoktur. Geçmişte olan herhangi bir şeyi bağışlatmanın, zararları silmenin yolu yoktur. Bir süre, büyük bir şaşkınlık içinde oturdu. Bir yükten kurtulduğunu, alnındaki kırışığın düzeldiğini, yıllardır kısılı duran ağzının gevşediğini hissediyordu."
Hayat akıp gidiyordu; ağaçlar renk değiştiriyor, çiçekler açıp soluyor, hava ya ılık ya soğuk oluyordu. İnsanın yapabileceği en iyi şey arkasına yaslanıp tanık olmak, değiştiremeyeceği kaçınılmazların tadını çıkarmaktı.
Kadınların yaptığı buydu.
Dünyayı döndüren onlardı; mevsim değişikliklerini izleyen, güzellikleri koruyan, dünyanın içini temizleyen, herkesin dışarı bakabilmesi için camları silenler onlardı.
Dayanıklı bir süreklilik: yazgıların en ağırı. Kimse onlara madalya takmıyor, kimse unvan vermiyordu. Büyük adamların heykelleriyle dolu olan koridorlarda onların büstlerine rastlanmazdı...
Gerisi, rüzgara karşı bağıran cılız bir sesti.
Ayrıca, bir kadını mahvetmenin çok daha kolay yolları var. Onu öldürmek ya da ırzına geçmek gerekmez. Dövmek bile gerekmez. Evlenirsiniz olur biter. Onu dayapmak zorunda değilsiniz aslında. Otuz beş dolar haftalıkla büronuzda çalıştırsanız da olur.