Kadınların Köleleştirilmesi

John Stuart Mill

Kadınların Köleleştirilmesi Sözleri ve Alıntıları

Kadınların Köleleştirilmesi sözleri ve alıntılarını, Kadınların Köleleştirilmesi kitap alıntılarını, Kadınların Köleleştirilmesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evlilik­ kurumu­ üzerinden­ gönüllü­ köleliği­ arzulayan­ iktidar­ sahibi­ erkeklerdir;­ çünkü­ onlar, ­eşlerinde­ yalnızca­ bir­ köle değil,­ bir­ gözde bulmayı­ amaçlar. ­Dolayısıyla,­ kadınların yalnızca­ bedenleri­ değil,­ zihinleri­ de­ köleleştirilmelidir.­ Toplumsal ­eğitim ­kadınlara, ­erkeklere­ salık­ verdiği­ değerlerin­ tam ­tersi­ olanlarını­ salık verir.­ Erkeklerin ­payına­ “öz-denetim”,­ “öz-irade”­ ve­ “cevvallik”­ düşer­ken kadınlardan “teslimiyet”, ­“öz-feragat”­ ve­ “uysallık” ­­beklenir. Zira erkeklere­ eleştirel­ tahlilin­ en­ küçük­ parçasına­ dahi­ rastlanmaz.­ John­ tamamıyla­ bağımlı­ hâlde ­bulunan. kadınların­ cinsel­ çekiciliği,­ bu­ edilgen­ niteliklerle­ özdeşleştirilir.­ Böylelikle­ erkek, ­efendi­ kişiliğin ­özelliklerine sahipken ­kadın,­ köle­ kişiliğin­ özelliklerine­ sahip ­olur.
“İnsanlar, haksız payelere onlar üzerinden böbürlenmeksizin sahip olmazlar.”
Reklam
Erkek cinsiyetinin geneli, hâlen kendisine eşit biriyle birlikte yaşama fikrine hoş bakmamaktadır.
Sayfa 97
Mill, “akla tapınmayı” da eleştirir; ancak, “içgüdüye tapınmanın” bundan sonsuz kez daha kötücül bir putperestlik olduğunu yazar.
...erkeklerin üstün zihni yeterliliklerinin anatomik kanıtının bulunduğu söylenmektedir; yani daha geniş bir beyne olmaları. İlk olarak bu gerçekliğin kendisinin şüpheli olduğunu düşünüyorum.
Sayfa 115Kitabı okudu
tabii haklıyı gördüler bir yerleri sızladı
Kadınların Köleleştirilmesi, yayımlandığı tarihsel bağlam içinde, Avrupa’nın tüm geleneksel siyasi, hukuki, ekonomik ve ahlaki sistemi için hakaret dolu bir saldırı olarak görülmesine yol açacak kadar radikal savlara sahipti.
Reklam
Tüm kadınlar, en erken yaşlarından itibaren, ideal kişiliklerinin erkeklerinkinin tam tersi olması gerektiği inancıyla yetiştirilirler; yani, irade gücü ve öz-denetim değil, ama başkalarının denetimine boyun eğme ve teslimiyet. Tüm ahlaki kaideler ve şimdiki tüm duyarlılıklar, başkaları için yaşamanın, kendilerinden tam bir feragatin ve başkalarına şefkat gösterme dışında hiçbir hayatları olmamasının kadınların görevi ve doğası olduğunu anlatır.
Mill, mevcut evlilik sözleşmelerinin, iş sözleşmelerine benzemediğini; çünkü burada “ortaklığın” değil, “köleliğin” söz konusu olduğunu yazar. Oysa, ailevi sorumluluklar ve yetkiler, söz konusu ailenin bireysel niteliklerine bağlı olarak eşler arasında kendiliğinden ve adilce paylaştırılmalıdır; ancak, kadınlardan öz-feragat beklenirken erkekler, kendi iradelerine tapmakla meşguldürler. Şayet gerçek ahlaki duygunun tek okulu eşitler arası toplumsa, eşit evliliklere dayanan aileler, toplumların temelini oluşturmalıdır. Mill, eşitliğin modern toplumların “normal durumu” haline gelmesinden ötürü, köleci toplumların ahlakı “zayıfın­ güçlü­ tarafından korunması”nın ­köhneleştiğini ­yazar.­Böylelikle­ aristokratik ­bir­ aileden ­gelen ­Mill,­karşı ­koyulamaz ­bir­ akış­ olarak­ gördüğü­ modern­ toplumların ­“eşitlik” ­ilkesini, ­ilerlemeci­ (progressive)­ bir­ edayla­ kucaklamaya­ devam­ eder.­ O­ hâlde­ aile­ de,­ “eşitlikte­ bir­ duygudaşlık­ okulu­ ve­ sevgi­ içinde­ birlikte ­yaşama­ okulu”­olmak­ durumundadır.­
Yani kitabın yayımlandığı dönemde halen ortadan kaldırılmakta olan kölelik ile cinsiyetler arası bağımlılık ilişkileri, aynı kaynaktan doğmaktadır
Çünkü bir başbakanın başlıca işi,bizzat yönetmek değil, tam tersine kamu işlerinin her bölümünü idare edecek en uygun kimseleri bulmaktır.
Sayfa 104Kitabı okudu
372 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.