İnsanlığın ortaya çıkışından beri kadın hep ezilmekte midir? Bu soruya hiç kuşkuya düşmeksizin "hayır" diye cevap vermek zorundayız. Çünkü biz, yalnızca bilime inanan insanlarız. Bilim ise, olguların bilimidir. Yani olayları nasılsalar öylece gören, gösteren ve nedenlerini, sonuçlarını ortaya açıkça, kesince koyan çalışmalara biz bilim deriz. Bu nedenle biz, insanlığın başından geçenleri inceleyen bilimlere baktığımız zaman kadının hep ezilen, sömürülen cinsiyet olmadığını görürüz. Kadın, hep ezilen olmadığı gibi, bir zamanlar toplumu yöneten bir cinsiyetmiş. Yani toplumda hep onun sözü geçermiş, onun buyrukları uygulanırmış. Fakat bu, kadının da bir zamanlar bugün erkeğin onu ezdiği gibi, erkeği ezdiği, sömürdüğü anlamında anlaşılmamalıdır. Kadıncıl düzende, kadının oynadığı rol erkeğinkinden daha önemlidir. Kadın bu düzende başrolü oynamaktadır. Bu düzende kadının erkeğe üstünlüğü yalnızca bu anlamdadır. Yoksa kadın, o düzende, bugün erkeğin oynadığı zorba rolünü oynamamıştır. Erkeği ezmemiştir. Zaten insanlığın o konağında insanın insanı ezmesi insan aklının alabileceği ya da düşünebileceği bir olay değildir.