Erkeklerin acil “cinsel” ihtiyaçları olduğu varsayılır. Kadınlar ilişkinin duygusal “emek” deposu haline gelirler. Erkekler daha karmaşık ve yeni “cinsel teknik” biçimlerine teşvik edilirken, kadınlar cinsel “bilincin” yükünü üstlenmeye teşvik ediliyorlar. Kadınlardan cinsel ilişkilere anlam vermeleri, ilişkiyi tartışmaları, açıklamaları, itirafta bulunmaları ve ilişkiyi dolaşımda tutmaları bekleniyor. İlişki başarısızlığa uğradığında da ne olduğunu anlamak ya da başlarının çaresine bakmak kadınlara düşer.
Tecavüz davalarında sık sık kadını suçlu bulma, kadının tecavüzü bir şekilde “istediğini” ve erkeğin cinsel saldırısını davet edici mesajlar verdiğini kanıtlama yönünde girişimlerde bulunulur.
Cinselliğe gelince kadınlar değil erkekler doğurgan cinstir. Kadınlar için, erkeklerle cinsel ilişkinin hamileliğe yol açma olasılığı sadece ayda dört gündür. Geri kalan bütün zaman boyunca kadınlar -en azından teoride- sadece zevk üreten çok yönlü bir orgazmik cinselliğe açıktırlar. Doğurgan bir gününde bile kadınların orgazmı üremeye bağlı değildir. Bir kadın orgazm olmadan hamile kalabilir; cinsel zevk, üreme işlevi için konu dışıdır. Öte yandan, erkeklerin cinselliği kaçınılmaz olarak üremeye yöneliktir. Erkekler üretken kapasitelerinin görünür kanıtı olmadan mastürbasyon bile yapamazlar. Orgazm ve üreme erkekler için tamamen eş anlamlıdır.