“Konuşmanın artık mümkün olmadığı noktada yazmanın gizli, zorlu, biraz da tehlikeli tılsımını keşfederiz... Yazmak mutluluk vermez, var olma mutluluğu yazıya bağlanmıştır.”
—
“Kaliteli, düzgün, içerikli şeyleri duyamadığımız ve bu isteği doyuramadığımızda, farkına bile varmadan kitapların dünyasına adım atmış halde buluyoruz kendimizi; konuşmaktan yoksun kaldığımızda ise, kağıttan ve mürekkepten oluşmuş bir evrende...”
—
“Yaşamım boyunca uykuyu beklediğim kadar hiçbir şeyi beklemedim. Ancak anlamsızlık ve acı sonsuz bir gelişigüzelliğe vardığı günlerde derin derin, uzun uzun çok yorucu uykuları uyudum. Yorgun, isteksiz ve umutsuz uyanıncaya dek.”
—
“Bütün yaşama cesaretini ölülerden alıyorum. Alıntılarında yaşadığım ölülerden. Bu kahrolası dünyayı, yaşanır bir dünyaya dönüştürmeyi başarmış ölülerden. Dünyanın her ihtiyacı olan olguyu vermiş, söylemiş, yazmış ölülerden.”
—
“Yabancısı olmadığım bir tek olgu var. O da kendi varoluşum. Belki tek mutluluğum bu. Tek bağlantım. Kendimi kavrayamazsam, tüm varoluşum yitmiş demektir.”
—