Yıllar önce yayınladığımız Ülkücü Kadro dergisinde, kahraman başlığı altında bir yazı dizisi hazırlamıştım. Şöyle bir giriş yapmışız o zaman: "Kahraman kelimesi bizim, en yakın ve iç içe olduğumuz bir kelimedir. Türk ve kahraman sanki ikiz kardeştir. Nerede bir Türk varsa orada bir kahramanlık duyulmuştur. Nerede bir kahramanlık gösterilmişse, orada korkmadan bir Türk adını arayabilirsiniz.
Türk, kahramanlığını tarih içinde çeşitli biçimlerde göstermiştir. Bazen savaş meydanlarında, bazen ferdî olaylarda, bazen dürüstlük ve fedakârlık şeklinde. Ben, kısa bir tarih dönemi içinde tanıdığım, bazıları hayatta olan, kıyasıya bir mücadele içinde bulunmuş gerçek kahramanları yazacağım. Yaşayanlardan çoğunun halâ mücadeleye devam ettiğini bildiğim bu kahramanlar, dedelerinin yerini bugünkü şartlar içinde rahatça dolduran insanlardır."
Gençlere ve sevgili milletime heyecan vermek ve moral aşılamak içindi bu yazılar. Aradan uzun zaman geçti. Şartlar değişti mi? Hayır; şartlar belki daha da kötüleşti ve devlet belki de parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya… Zamanında epey ilgi çeken eski yazdıklarımla beraber, yeni bir şeyler karalayayım, dedim. Faydalı olur mu? Bunu bilemiyorum… Ben yazayım, gerisini okuyanlar değerlendirsin…
(Tanıtım Bülteninden)
