Yürekçe oturgan kişileri sevmem. Hiçbir şey alıp vermeyenler hiçbir şey olmazlar. Ve yaşam hiç mi hiç olgunlaştırmaz bunları. Zaman bir kum gibi akıp gider onlar için, onları siler. Onlar adına ne vereceğim Tanrı’ya?
İşte ondan,yani sende hiç yer almamış,satılık nesnelerle dolu bir dükkan gibisin.Her birinin üstünde bir etiket,her biri yaşayacağı dakikayı bekliyor nesnelerin.
''Gene de aynı insanım'' diyordum içimden ''aynı şeyleri biliyorum,aynı anlar var belleğimde,aynı gösterinin izleyicisiyim ama yararsız dağınıklıkta boğulmuşum bundan böyle.''
Ben önce baharı değil, içine baharın kapandığı bir çiçeğin düzenini seven kadını kurtarırım. Önce aşkı değil, aşkın içine büründüğü tek bir yüzü seven kadını.
Geçici bir evrende sürdürmekteydim sanki varlığımı,Tanrı'ya dualar yöneltiyordum ama hiç de dua değildi bunlar,çünkü bir insandan değil,bir insan görüntüsünden,hazır ama alevsiz bir mumdan yükseliyordu.
Çünkü insanın tıpkı kaleye benzediğini gördüm ben. Özgürlüğünü sağlamak için duvarları devirir ama yıkılmış ve yıldızlara açık bir kaleden başka bir şey değildir artık.
Sayfa 23 - Kaknüs Yayınları- Hiç var olmamanın bunalımı başlar o zaman.Kitabı okuyor