Zero yorulmuştu. Bir düşte gibi ağıt söylüyor, Van gölünün kuşu, karıncası, otu çiçeğiyle konuşuyordu. Gelin kurtlar, kuşlar, karıncalar, otlar, çiçekler, yarpuz kokulu pınarlar, gelin şu Çukurova'ya, el ele tutuşup halaya girelim. Koca İsmail'in düğünü... Göğsünden akan kanlar, halaya yakışıyor. Gelin ha, yetişin ha... Turnalar ha...