Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi

Peter Handke

Oldest Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi Quotes

You can find Oldest Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi quotes, oldest Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Kendinin farkındalığı öyle güçlüydü ki bir ölüm korkusuna kapıldı. Terliyordu. Yere bir para düşüp yatağın altına yuvarlandı, kulak kabarttı: Benzetme? Sonra uyuyakaldı.
Reklam
Gördüğü her şeyden rahatsız oluyor, olabildiğince az şey algılamaya çalışıyordu.
Sayfa 8 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Yavaş yavaş, söylediklerinin içinde kendini bulmaya başlıyordu.
Sayfa 36 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Bloch burada ormanın kıyısındaydı, şurada bir transformatör kulübesi, şurada bir süt tezgâhı, şurada bir tarla, şurada birkaç kişinin karaltısı, şurada ormanın kenarında kendisi. Öyle sessiz oturuyordu ki; kendi kendinin dikkatini bile çekmez olmuştu.
Sayfa 42 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Oteldeki odasında şafaktan az önce uyandı. Durup dururken çevresindeki her şey bir çırpıda katlanılmaz oluvermişti. Düşündü: Belli bir anda, şimdi, şafaktan az önce her şeyin bir çırpıda katlanılmaz olması mıydı uyanmasının asıl sebebi?
Sayfa 51 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
... güzeldi radyodan müzik duyulurken ona bakmak, dolaşmasını seyretmek.
Sayfa 96 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Çevresinde olanlardan o denli uzaktaydı ki, artık gördüklerinin ve duyduklarının içinde kendisi yoktu. "Havadan çekilmiş fotoğraflar gibi," diye düşündü (...)
Sayfa 54 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"(...) insan yavaş yavaş tetikte olma yeteneğini yitiriyor, yoruluyor, kendini veremez oluyor. Sonra bir şey olunca tepki bile gösteremiyor."
Sayfa 78 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Ya uyumuş ya uyumamıştı ki gene uyandı. İlk an,sanki kendi içinden çıkıp dökülmüş olduğu duygusuna kapıldı. Bir yatakta yatmakta olduğunu fark etti. "Taşımaya gelmez bir halde" diye düşündü. Bir ur. Kendini birdenbire yozlaşmış bir doku gibi algılamaya başladı. Gerçek değildi artık,istediği kadar sakin sakin yatsın şurada,kasıntıdan,öğürtüden başka bir şey değildi; şu yatışı öylesine apaçık,bas bas bağırırcasına belli oluyordu ki bunu,sığınıp kendini benzetebileceği bir görüntü bile kalmıyordu geriye. Şurada nasılsa öyleydi işte,şehvani,ayıp,yersiz,katbekat tiksindirici bir şey; "toprağa gömmeli"diye düşündü Bloch, "yasaklamalı,yok etmeli". Vücüdunu yokladığı ve her tarafının eline itici geldiği sanısına kapıldı,ama sonra anladı:Kendisini algılayan bilinci o kadar şiddetlenmişti ki bütün vücudunda hissettiği bir dokunuş duygusuna dönüşmüştü;sanki bilinç,sanki düşünceleri kendisine sataşmış,üstüne yürümüş,saldırmışlardı. Savunmasız,kendini savunamayacak bir halde yatıyordu işte;içi iğrenç bir biçimde tersyüz olmuştu: Yadırgarıcı değil,sadece tiksindirici bir başkalıktı. Bir hamlede olmuştu olan,bir hamlede doğallığını kaybetmiş,bağlamından kopmuştu. Yatıyordu işte,olur şey değildi gerçekliği;bir benzetme yoktu artık. Kendinin farkındalığı öyle güçlüydü ki bir ölüm korkusuna kapıldı. Terliyordu. Yere bir para düşüp yatağın altına yuvarlandı,kulak kabarttı: Benzetme? Sonra uyuyakaldı.
223 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.