Kalem Bahçelerinden Yedi Hayat

Çetin Altan
Okumak - Okumamak.
Edebiyatı yaşayan, yaşatan ve öyle yaşlananlar; binbir değişik hayatla yaşayıp yaşlanırlar. Onun dışındakiler ise miniskül bir hayat içinde sadece kendileri kadar....
Yaşasın edebiyat, yaşasın edebiyatçılar.
Sayfa 9 - Solmaz KamuranKitabı okudu
Reklam
Eşref
"Eylemem ölsem de kizbi ihtiyar Doğruyu söyler gezer bir şairim Bir güzel mazmun bulunca Eşrafa Kendimi hicveylemezsem kafirim..."
Sayfa 100Kitabı okudu
Edebiyat
Bir doğa dilidir edebiyat, insanı ve kalemi aracı olarak kullanan... O yüzden de bütünleşir ölümsüzlükle, doğa gibi...
Reklam
Refik Halit Karay
Talihsizlikle talihliliğin birbiriyle yarış ettiği ve galiba ikincisinin birinci geldiği bir hayattı bu...
Ahmet Haşim
"Şair ne bir hakikat habercisi, ne güzel konuşan bir insan, ne de bir yasa koyucusudur. Şairin dili düz yazı gibi anlaşılmak için değil, ama duyulmak üzere oluşmuş, musiki ile söz arasında, söz den fazla musikiye yakın, iki arada bir dildir... ...Herkesin anlayabileceği şiir yalnızca düşük şairlerin işidir... En güzel şiirler anlamlarını okuyucunun hayalinden alan şiirlerdir. Şiirde bazı bölümlerin şüphe ve belirsizlikte kalması bir yanlış ve bir kusur oluşturmak şöyle dursun, tersine..."
“Bize bol bol ziya kucakla getir, Düşmek etrafı görmemektendir” Tevfik Fikret
Reklam
Abdülhak Şinasi Hisar
Çoluksuz çocuksuz ama sevdiğim dostlarla, rahat ve zevkli bir yaşam içinde mutlu yaşadım... Mutlu yaşadım... Mutlu yaşadım...
Halit Fahri Ozansoy
...üstüme sille tokat saldırıp beni dövmeye kalkmış olanlar bile, üretkenliğimle çalışkanlığımı reddedememişlerdir...
Raflarda, dolaplarda, sandıklarda cansız tuğlalar gibi duran kitapların kaybolmuş yaratıcıları, kendilerini kim okumaya kalkarsa, onun öz derinliğinde yeniden dirilir, yeniden bahçelenir, yeniden başlarlar yaşamaya...
Sözle anlatmak, yazıyla anlatmak... İnsana özgü bir tılsımdır ikisi de. Ve bu tılsım, insanlık hazinesine mal olacak bir güzellikle, zamana dayanacak bir sağlamlığı da yaratmaya başladığı zaman sanata dönüşür...
Ben o köprülerin birkaçını gördüm; Tevfik Fikret'in dürüstlüğünün, Ahmet Haşim'in duyarlılığının, Halit Fahri'nin çalışkanlığının, Hüseyin Rahmi'nin mizahının, Refik Halit'in pervasızlığının, Abdülhak Şinasi'nin zerafetinin ve Eşref'in kalender başkaldırısının... Ve hepsindeki sevgi açlığının, özellikle de kadınlardan beklenen sevginin; incecik, her an kopabilecek iplerle örülmüş, güvenilmez, korkutucu ama üstünden geçilmesi farz olan, vazgeçilmez köprülerini...
Resim